ՍԻՄՈՆ ՉԵՔԷՄԻ ԲԱՑԱԾ ԴԱՏԻՆ ՄԱՍԻՆ ԱՐՁԱԳԱՆԳ

Թուրքիոյ հայոց 85-րդ պատրիարքի ընտրութեան գործընթացէն ներս իրաւաբան Սիմոն Չեքէմի կողմէ բացուած դատին արձագանգները կը շարունակուին։ Սիմոն Չեքէմ, որ կը գլխաւորէ Պէյօղլուի Ս. Եկեղեցեաց թաղային խորհուրդը, Նախաձեռնարկ մարմինը ամբաստանելով դատ մը բացած էր գործընթացի կասեցման պահանջով։ Թէեւ այդ դիմումը մերժուած էր, սակայն ան ներկայիս հարցը Վերաքննիչ ատեանի հարթութեան կը տեղափոխէ։ «Հիւրրիյէթ» օրաթերթն ալ այսօր կ՚անդրադառնայ այս իրադարձութեան՝ նշելով, որ հայ համայնքէն ներս ընտրութեան կռիւ մը ծագած է։

Թերթի կարճ հաղորդման մէջ ամփոփուած են պատրիարքական ընտրութեան գործընթացին վերարբերեալ շարք մը հանգամանքներ։ Ներկայացուած են Սիմոն Չեքէմի դիմումին պատճառ դարձած գործօնները եւ կուսակալութեան տեսակէտները, որոնք հիմք ծառայած են արձակուած դատավճռին։

Ստորեւ կը հրատարակենք Չեքէմի կողմէ կատարուած դիմումին համար արձակուած դատավճիռն ու կուսակալութեան փաստաբանին մեկնաբանութիւնը։

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
İSTANBUL
26. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO                          : 2019/1041 Esas
KARAR NO                       : 2019/345
HAKİM                             : Hakan AYGÜN 189615
KATİP                               : Serkan AKTAŞ 229724
DAVACI                            : SİMON ÇEKEM
DAVALI                             : T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İSTANBUL VALİLİĞİ
VEKİLİ                              : Av. AHMET ÖZTEN
DAVA                                 : Patrik Seçim Müteşebbis Heyetinin Feshi
DAVA TARİHİ                   : 12/11/2019
KARAR TARİHİ                 : 02/12/2019
KARAR YAZIM TARİHİ     : 02/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Partik Seçim Müteşebbis Heyetinin Feshi davasının yapılan yargılamasının sonunda.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı tarafın dava dilekçesinde özetle; 23.09.2019 tarihinde Ermeni Patrikliğine tebliğ edilen patrik seçim talimatname beraberinde bir çok sorunu da getirmiş olduğu, Türkiye Ermenileri 84. Patriği Mesrob Mutafyan’ın 08.03.2019 tarihinde vefatının ardından yeni bir patriğin seçilmesi için süreç başlamış olduğu, bu süreçte yukarıda belirtilen tarihte İçişleri Bakanlığı patrik adayı olabilme şartlarında ilgili maddenin c bendinde ‘İstanbul Ermeni patrikhanesine mahsusu episkoposlar sınıfına dahil olma’’ ve a bendinde de ‘’babadan Türk olma’’ şartı yer aldığı, ancak önceki ve 1961, 1990 ve 1998 tarihlerinde yayınlanan patrik seçim talimatnamelerinde c bendindeki gibi bir kısıtlama bulunmayıp yurt dışında görev yapan ‘’babadan Türk olan’’ episkoposlara adaylık imkanı sağlandığı, Ayrıca 1863 Nizamnamesinde de kendisi veya babası Türkiye topraklarında doğan ruhanilere aday olma yolu açıldığı, bu çerçevede Türkiye doğumlu olup yurt dışında görev yapan çok sayıda aday bulunduğu, ancak 2019 talimatnamesinde yer alan ‘İstanbul ermeni patrikhanesine mahsusu episkoposlar sınıfına dahil olma’’ şartı hem adaylar için seçilme hem de cemaatin seçme hakkına bir kısıtlama getirildiği, Anayasa mahkemesinin 22.05.2019 tarihli 2014/17354 başvuru numaralı kararında açıkça ‘ülke sınırları içinde bulunan patriklik makamına dolduracak patriklerin seçim usulü 1863 tarihli nizamnamesi ile yazılı hukuka bağlandığı, nizamnamenin ermeni cematinin patrik seçimine ilişkin hükümlerinin bugüne kadarki uygulamalarını temelini oluşturduğu’’ belirtildiği, buna rağmen 1863 nizamnamesinde yer almayan söz konusu kısıtlamanın 2019 talimatnamesinde yer alması anlaşılamadığı, Patrik seçim sürecini yönetmekle görevli Müteşebbis Heyet ise 03.10.2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda talimatnameye yapılan bu müdahaleye rağmen talimatnamenin mevcut koşulları ile patrik seçim sürecine devam etme yönünden karar aldığı, müteşebbis heyetin üstüne düşen görevi yerine getirmediği, seçme hakkına yapılan bu hukuka ve yasalara aykırı müdahaleye rağmen talimatnamenin mevcut koşullarıyla patrik seçim sürecine devam etme yönünden karar almaması gerektiği, idarenin patrik seçimine söz konusu talimatnameyle birlikte yapmış olduğu müdahale T.C. Anayasasının 67. Maddesi olan seçme hakkına açık bir sınırlama getirildiği beyanla patrik seçim müteşebbis heyetinin feshi ile yeni müteşebbis heyetinin oluşturulmasına, seçimin tedbiren durdurulması ve yürütmeyi durdurma talebinin kabulü ile yargılama giderlerinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekilinin cevap dilekçesinin özetle; 08.03.2018 tarihinde İstanbul Ermeni Patriği II. Mesrob Mutafyan’ın hayatını kaybetmesinden sonra patrikhane tarafından İstanbul Valiliğine yapılan 30.04.2019 tarihli müracaat ile 85. İstanbul ermeni patrik seçiminin başlatılmasını istenildiği, yürürlükte konusu düzenleyen mevzuat talimatname bulunmamakla beraber ermeni cemaatinin gelenekleri çerçevesinde Ruhaniler Genel Meclisi tarafından Episkopos sahak maşalyan 04.07.2019 tarihinde patrik kaymakamı (değabah) olarak seçildiği, daha sonra ruhani meclisi üyeleri cemaat ve kilise vakıflarının temsilcilerinin katılımıyla müteşebbis heyeti 17/07/2019 tarihinde oluşturulduğu ve 23.09.2019 tarihinde İstanbul Valiliğince Patrik seçim talimatnamesinin patrikhaneye ulaştırılması ile seçim süreci resmen başlatıldığı, 7 Aralık tarihinde ruhani delegelerinin seçimi, 8 Aralık tarihinde sicil delege seçimi ve 11 Aralık tarihinde ise patrik seçimi yapılacağı, Ermeni patrikliği, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında çıkarılan fermanla kurulmuş olup idaresi o gün itibariyle kanun hükmünde olan Padişah Fermanları çerçevesinde Patrikliğin kendi örf ve adetleri ile teamüllerine göre yürütüldüğü, Yaklaşık 400 yıl devam eden bu uygulamalar 1863 yılında çıkarılan Ermeni Milleti Nizamnamesi ile yazılı hale getirildiği, 1863 Nizamnamesi Türkiye Cumhuriyetinin kurulması ve Lozan Barış Antlaşmasının imzalanması sonrasında yürürlüğe giren 1924 Anayasası ile beraber 1863 Nizamnamesi yürürlükten kalkmış ve bu konuyu düzenleyen hukuksal bir metin kalmadığı, 1924 tarihinden sonra 1927, 1951, 1961, 1990, 1998 yıllarında mevcut patriklerin vefatı sonucunda seçimler yapıldığı, bu seçimlerin son üç tanesi 18.09.1961 tarih ve 5/1654 sayılı Bakanlar Kurulu kararı esas alınarak İstanbul valiliğince yayımlanan bir defaya mahsus ve geleceğe dair hiçbir yükümlülük içermeyen talimatnameler kapsamında yapıldığı, ayrıca her ne kadar yürürlükte olmasa bile Anayasa Mahkemesi 22.05.2019 tarihli kararında; 1863 tarihli nizamname için Ermeni cemaatinin örf, adet ve geleneklerini gösteren ve başvurulan önemli bir belge olduğunu, Ermeni cemaatinin patrik seçimine ilişkin hükümlerini bugüne kadar ki uygulanmalarının temelini oluşturduğunu, söz konusu nizamnamenin Ermeni toplumuna dair bir geleneğe bir ananeyi yansıtmakta olduğunu ve 1863 tarihli nizamnameden bugüne kadar geçen süreçte yapılan patrik seçimlerinde uygulanan usuller birlikte değerlendirildiğinde idarenin patrik seçimine ilişkin işlerin en azından düzenlenmesinde bir yetkisinin kabul edilebileceğini vurguladığı, Anayasa mahkemesince verilen 22.05.2019 tarihli karında müteşebbis heyeti için patrik seçimi müteşebbis heyetinin oluşturulması usulüne de değinmek gerektiği, talimatnamede müteşebbis heyetin nasıl kurulacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, Bununla birlikte Cumhuriyet Döneminde yapılan patrik seçimleri için oluşturulan müteşebbis heyetler şu şekilde teşekkül ettiği, Ermeni cemaatine mensup ve sayısı kırk civarında olan (hastane, yetimhane ve kiliseler gibi) vakıfların seçimle işbaşına gelen mütevelli heyetlerinin temsilcileri patrikhanede bir toplantı yaparak cemaat mensubu, bilgi birimi ile temayüz etmiş kişileri aday göstermiş adayların oylaması sonucu seçilen en az on beş üyeden oluşturmuştur. ‘şeklinde bahsedildiğini beyanla; İstanbul Valiliğine karşı, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ikame ettiği davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline yönelik karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:

Davanın İstanbul Ermeni Patrik seçim sürecinde görevli olan patrik seçim müteşebbis heyetinin feshi ile yeni müteşebbis heyetinin oluşturulmasına ilişkin olduğu görüldü.

Dava şartlarını düzenleyen HMK 114. Maddesinin ‘’(1) Dava şartları şunlardır:...d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.’’ şeklinde olduğu, yine aynı kanunun 115. Maddesinin’’ (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.’’ şeklinde olduğu anlaşılmıştır.

Somut olayımızda, davacı dava dilekçesinde İstanbul Ermeni Patrik seçiminde görevli patrik seçim müteşebbis heyetinin feshi ile yeni patrik seçim müteşebbis heyetinin oluşturulmasını talep ettiği, dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde patrik seçim müteşebbis heyetinin davalı T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulmadığı, davalı T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından oluşturulmayan patrik seçim müteşebbis heyetinin feshine yönelik davanın, T.C. İçişleri Bakanlığına karşı açılamayacağı, husumetin patrik seçim müteşebbis heyetine karşı yöneltilmesi gerekirken T.C. İçişleri Bakanlığına karşı yöneltildiği anlaşıldığından HMK 114/d maddesi ve HMK 115. Maddeleri gereğince davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM

1- Davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE.

2- Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 44.40 TL harç peşin alındığından tekrar alınmasına yer olmadığına

3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.

4- Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre 2.725.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı vekiline verilmesine;

5- Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına;

Dair verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 02/12/ 2019

Katip 22972                        Hakim 1896
      4                                        15

*

T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ
İSTANBUL 26. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DOSYA NO                           : 2019/1041 Esas.
CEVAP VEREN DAVALI       : İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İSTANBUL VALİLİĞİ
VEKİLLERİ                           : Av. Ahmet ÖZTEN
DİĞER DAVALI                    : İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
DAVACI                                : Av. Simon ÇEKEM
KONU                                   : Davacının dava dilekçesine karşı yasal süresi içerisinde
                                            cevaplarımızın sunulmasından ibarettir.
TEBELLÜĞ TARİHİ              : 20/11/2019

CEVAPLARIMIZ:

1- Davacı tarafından; patrik seçim müteşebbis heyetinin patrik seçim talimatnamesinde yazılı görevleri gereği gibi ifa edememesinden dolayı müteşebbis heyetin feshi ile yeni bir müteşebbis heyet oluşturulması ve 11/12/2019 tarihinde yapılacak olan patrik seçiminin tedbiren durdurulması talepli olarak huzurdaki dava açılmıştır.

2- 8 Mart 2018 tarihinde İstanbul Ermeni Patriği II. Mesrob MUTAFYAN’ın hayatını kaybetmesinden sonra Patrikhane tarafından İstanbul Valiliğine yapılan 30/04/2019 tarihli müracaat ile 85. İstanbul Ermeni Patrik seçiminin başlatılması istenilmiştir. Yürürlükte konuyu düzenleyen mevzuat, talimatname bulunmamakla beraber Ermeni Cemaatinin gelenekleri çerçevesinde Ruhaniler Genel Meclisi tarafından Episkopos Sahak MAŞALYAN 04/07/2019 tarihinde Patrik Kaymakamı (DEĞEBAH) olarak seçilmiştir. Daha sonra Ruhani Meclis üyeleri, cemaat ve kilise vakıflarının temsilcilerinin katılımıyla Müteşebbis Heyeti 17/07/2019 tarihinde oluşturulmuş ve 23/09/2019 tarihinde İstanbul Valiliğince Patrik Seçim Talimatnamesinin Patrikhaneye ulaştırılması ile seçim süreci resmen başlamıştır. 7 Aralık tarihinde ruhani delegelerin seçimi, 8 Aralık tarihinde sivil delege seçimi ve 11 Aralık tarihinde ise Patrik seçimi yapılacaktır.

Ermeni Patrikliği, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461 yılında çıkarılan fermanla kurulmuş olup idaresi o gün itibariyle kanun hükmünde olan Padişah Fermanları çerçevesinde Patrikliğin kendi örf ve adetleri ile teamüllerine göre yürütülmüştür. Yaklaşık 400 yıl devam eden bu uygulamalar 1863 yılında çıkarılan Ermeni Milleti Nizamnamesi ile yazılı hale getirilmiştir. 1863 Nizamnamesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve Lozan Barış Antlaşmasının imzalanması sonrasında yürürlüğe giren 1924 Anayasası ile beraber 1863 Nizamnamesi yürürlükten kalkmış ve bu konuyu düzenleyen hukuksal bir metin kalmamıştır. (14.08.1981 tarihli 8/3468 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla proje yönetim kurulu tarafından tespit edilen Osmanlı Döneminde yürürlüğe konulmuş mevzuattan halen yürürlükte bulunan Kanunlar ve güçteki Nizamnameler külliyatının birinci cildinde bahsedilen mevzuat arasında 1863 Nizamnamesi yer almamaktadır) Konuya ilişkin başvurulacak tek hukuksal mevzuat Lozan Barış Antlaşmasının 42.maddesindeki “Türkiye hükümeti Müslüman olmayan azınlıkların aile ya da kişi statüleri konusunda bu sorunların sözü geçen azınlıkların törenlerine göre çözümlenmesine uygun her türlü hükümleri koymayı kabul eder.” hükmüdür. Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere şu an Patriklik seçimini düzenleyen bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır.

1924 tarihinden sonra 1927, 1951, 1961, 1990, 1998 yıllarında mevcut Patriklerin vefatı sonucunda seçimler yapılmıştır. Bu seçimlerin son üç tanesi 18/09/1961 tarih ve 5/1654 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı esas alınarak İstanbul Valiliğince yayımlanan BİR DEFAYA MAHSUS VE GELECEĞE DAİR HİÇBİR YÜKÜMLÜLÜK İÇERMEYEN talimatnameler kapsamında yapılmıştır.

Ayrıca her ne kadar yürürlükte olmasa bile Anayasa Mahkemesi 22/05/2019 tarihli kararında; 1863 tarihli Nizamname için Ermeni Cemaatinin örf, adet ve geleneklerini gösteren ve başvurulan önemli bir belge olduğunu, Ermeni Cemaatinin patrik seçimine ilişkin hükümlerinin bugüne kadar ki uygulamalarının temelini oluşturduğunu, söz konusu nizamnamenin Ermeni toplumuna dair bir geleneği, bir ananeyi yansıtmakta olduğu ve 1863 tarihli Nizamnameden bugüne kadar geçen süreçte yapılan patrik seçimlerinde uygulanan usuller birlikte değerlendirildiğinde İDARENİN PATRİK SEÇİMİNE İLİŞKİN İŞLERİN EN AZINDAN DÜZENLENMESİNDE BİR YETKİSİNİN KABUL EDİLEBİLECEĞİNİ vurgulamıştır.

Şuan feshi istenilen müteşebbis heyeti, vakıf, dernek vb yada başka herhangi bir tüzel kişiliğin organı olarak görev yapmamakta, mevzuatımızda, yayınlanan talimatnamelerde de oluşumu ve görevlerine ilişkin bir düzenlememede yer almamaktadır. Tamamen töre ve geleneğe göre oluşmakta ve bu kapsamda görevlerini ifa etmektedir.

Patrik seçimi için Müteşebbis Heyetinin görevi değabah seçimlerinden sonra, tüm vakıfların bir araya gelerek, içinde ruhanilerinde bulunduğu ama çoğunluğu sivillerden oluşan müteşebbis heyeti denilen seçim kurulu oluşturulmaktadır. Bu Müteşebbis Heyeti değabah ile birlikte Ermeni toplumunu seçime götürmektedir.

Anayasa Mahkemesince verilen 22/05/2019 tarihli kararında Müteşebbis Heyeti için; “Patrik Seçimi Müteşebbis Heyetinin oluşturulması usulüne de değinmek gerekir. Talimatnamede Müteşebbis Heyetin nasıl kurulacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bununla birlikte Cumhuriyet Döneminde yapılan patrik seçimleri için oluşturulan Müteşebbis Heyetler şu şekilde teşekkül etmiştir. Ermeni Cemaatine mensup ve sayısı kırk civarında olan (hastane, yetimhane ve kiliseler gibi) vakıfların seçimle işbaşına gelen Mütevelli Heyetlerinin temsilcileri patrikhanede bir toplantı yaparak cemaat mensubu, bilgi birikimi ile temayüz etmiş kişileri aday göstermiş; adayların oylaması sonucu seçilen en az on beş üyeden oluşmuştur.” şeklinde bahsetmiştir.

Yine aynı Anayasa Mahkemesi kararında Müteşebbis Heyeti için; Ermeni Cemaatine mensup cemaat vakıflarının temsilcileri tarafından oluşturulan Müteşebbis Heyetin patrik seçimine ilişkin her türlü fiili ve hukuki işlemleri yürütmek ve sonuçlandırmak, gerektiğinde hukuka aykırı işlemler hakkında yargı yoluna başvurmak yetkisine sahip olduğunu ifade etmiştir. Anayasa Mahkemesi kararı ve Ermeni Cemaatinin gelenek ve göreneklerine göre oluşturulan Müteşebbis Heyeti hakkındaki açıklamalardan sonra Simon ÇEKEM tarafından İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davaya karşı itirazlarımız şunlardır;

- Bakanlığımız tarafından hazırlanan 2019 yılı Ermeni Patrik Seçimi Talimatnamesinin 25.maddesinin (c) bendinde yer alan “İstanbul Ermeni Patrikhanesine mahsus episkoposlar sınıfına dahil olma” hükmünün iptali ve Müteşebbis Heyetinin patrik seçim talimatnamesinde yazılı görevleri gereği gibi ifa edememesinden dolayı Müteşebbis Heyetinin feshi ile yeni bir Müteşebbis Heyeti oluşturulması istemiyle İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan dava yargı yolu açısından  görevsiz mahkemede dava açılmıştır. Çünkü dava dilekçesinde İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliğine karşı husumet yöneltilmiş olup talimatnamenin 25/c Maddesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırları” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasında ”İdari işler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları..” düzenlemesi çerçevesinde, idari, davaya konu olabilecek nitelikte bir karardır. “İstanbul Ermeni Patrikhanesine mahsus episkoposlar sınıfına dahil olma” hükmünün iptali ile zaten 8. İdare Mahkemesinde 2019/2543 dosya numarası ile görülmekte olan derdest bir dava bulunmaktadır. Bu nedenle davaya bakan 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin, görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar vermesi gerekmektedir. Ayrıca 2019 İstanbul Ermeni Patrikliği Seçim Talimatnamesinin 25.maddesinin (c) bendinin “İstanbul Ermeni patrikhanesine mahsus episkoposlar sınıfına dahil olmak” şartı değerlendirildiğinde; Anayasa Mahkemesi kararında da töreyi yansıtması açısından atıf yapılan 1863 tarihli Ermeni Milleti Nizamnamesine bakılması gerekmektedir. Bu Nizamnamede İstanbul Ermeni Patriği seçilme biçiminin açıklandığı birinci maddesinde; “İstanbul Patriği seçilecek olan kişi, bütün Millet Meclislerinin başkanlığına ve yönetim gücüne sahip olarak, özel durumlarda Yüksek Devletin hükümlerini uygulama makamı olduğundan, milletin genel güven ve saygınlığını kendi tarafına çekmek için her yönden bu makama yaraşır olacak özellik ve onur ile onanmış, eski zamandan beri patrikliğe özel olan episkoposların sınıfında bulunmasıyla beraber Yüksek Devletin de güvenine tamamen yaraşır kişilerden, kayıtsız şartsız babasından beri aslen  Yüksek Devletin uyruğunda bulunması ve otuz beş yaşını bitirmiş olması gereklidir.” denilmektedir. Bu madde patrik adayı olabileceklerin İstanbul Patrikhanesinden yetişmiş olmak, episkoposluğunu, ruhani silkinin İstanbul Patrikhanesi ile ilişki içinde olması şartını düzenlemiştir. Görüleceği üzere 2019 tarihli Seçim Talimatnamesinin adaylık şartlarını düzenleyen 25/c Maddesiyle getirilen şart yeni bir durum olmayıp, 1863 tarihli Ermeni Milleti Nizamnamesinin 1.maddesinde düzenlenmiş Ermeni Cemaatinin töresinde bulunan bir husustur. Ermeni Cemaatinin önceden beri Patriklik seçimliği usulü için olan bu husus bazı dönemlerde ülkemizde yeteri kadar aday olabilecek episkopos olmaması nedeniyle uygulamada esnetilmiştir. Ancak bugün itibariyle episkoposluğunu İstanbul Patrikhanesi ile ilişkili olarak almış durumda ve seçimlerin demokratikliğini sağlayabilecek sayıda üç (3) patrik adayı mevcuttur. “İstanbul Ermeni Patrikhanesine mahsus Episkoposlar sınıfına dahil olmak” hükmünün de yer aldığı 2019 tarihli Patrik Seçim Talimatnamesi; ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarımızın kendi gelenek ve görenekleri çerçevesinde Patrik seçimini yapabilmesi, bu seçim sürecini, demokratik toplum gereklerine uygun olarak yürütebilmesi ve seçimin sağlıklı bir şekilde sonuçlanması için Anayasamız ile güvence altına alınan din ve vicdan özgürlüğü ilkesi kapsamında ve kamu yararı gözetilerek hazırlanmıştır ve uygulanmaktadır.

- Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “Dava Şartları” başlıklı 114/1- b maddesindeki “Yargı Yolunun Caiz Olması” hükmüne aykırı olarak açılan ve dava şartı noksanlığıyla da giderilemeyecek söz konusu davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerekmektedir. Çünkü yargı yolu kamu düzenine ilişkindir.

- Patrik Seçim Müteşebbis Heyetinin oluşumu tamamen ermeni cemaatinin gelenekleri ve töresi çerçevesinde olmaktadır. İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği tarafından oluşturulmamış veya oluşturulması sürecinde ise herhangi müdahalesi söz konusu değildir. Patrikhanenin iç işleyişi ile ilgili ve Patrik seçim sürecinin sağlıklı yürütülmesi için oluşturulan Patrikhanenin bir organıdır. Bahsi geçen davada Müteşebbis Heyetinin 2019 tarihli Ermeni Patrik Seçim Talimatnamesindeki görevlerini gereği gibi ifa edememesinden dolayı söz konusu heyetin feshi istenmiş olsa bile, açıklandığı üzere İçişleri Bakanlığının veya İstanbul Valiliğinin Müteşebbis Heyetinin oluşmasında herhangi bir tasarrufunun olmamasından dolayı husumetin İdareye yöneltilmesi hukuka aykırıdır ve davanın husumet yönünden reddi gerekmektedir. Çünkü mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını incelemeden ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermesi uygun olacaktır. Mahkemenin taraflar arasında davanın esası hakkında bir karar verilebilmesi için, davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olması gerekmektedir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ile davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilmesi uygun olacaktır. Kaldı ki seçim süreci başlamış olup müteşebbis heyetinin görevlerini yapmadığına ilişkin ortada somut bir tespit söz konusu değildir.

- Ayrıca yargılamanın her aşamasında taraflarca, sıfat yokluğunun (husumet) ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden dikkate alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.

- 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 47.maddesi ve devamında “Tüzel Kişilik”, 56.maddesi vd. dernekler ile vakıflar açıklanmıştır. Tüzel kişi gerçekte sahibi olmayan ancak varsayımsal olarak kişilik sahibi olduğu kabul edilen kişi ve mal topluluklarıdır. Toplulukların niteliğine göre “özel hukuk tüzel kişisi” ve “kamu hukuku tüzel kişisi” şeklinde ikili ayrıma tabi tutulabilir. Dernek, vakıf, sendika gibi oluşumlar hukuken varlık kazandıkları anda tüzel kişilik kazanırlar ve bu tip oluşumlara özel hukuk tüzel kişisi denilmeltedir. Müteşebbis Heyetinin dava konusu olmasının 4721 sayılı Medeni Kanun’daki 47. vd. ile 56. vd. maddeleri karşılayan bir dava olmadığı açıktır.

- Yukarıda açıklandığı üzere Ermeni Patrikhanesi Müteşebbis Heyeti değabah seçimlerinden sonra, tüm vakıfların bir araya gelerek, içinde ruhanilerinde bulunduğu ama çoğunluğu sivillerden olmak üzere Ermeni toplumunun örf, adet ve geleneklerine göre bir araya gelerek oluşturdukları hukuksal bir zemini olmayan bir yapıdır. Yani Müteşebbis Heyetin oluşmasında İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliğinin herhangi bir etki ve yetkisi yoktur. Tamamen örf, adet ve geleneklere göre oluşturulan Müteşebbis Heyetinin bir hukuk davasıyla engellenmesi ya da yürürlüğünün devam etmesine karar verilmesi uygun değildir.

- Müteşebbis Heyeti örflerine uygun olarak oluşturulmuş, görevini de geçmişten bugüne gelen örflerine göre ifa edecektir. Tamamen Örfi olan bu durumun hukuki bir davaya konu ediliyor olması görevsizlik ve yetkisizlik hallerini doğuracaktır.

- Kaldı ki Müteşebbis Heyetinin görevini yapmadığı iddiasına dayanarak teşkil eden durum; İstanbul Valiliğince düzenlenen seçim talimatnamesinin patrik adaylık şartlarına ilişkin 25/c Maddesine itiraz etmemiş olması olarak ifade edilmektedir. Kamuoyuna yansıyan gazete haberlerinde de görüleceği üzere müteşebbis heyetin bu konuyu kendi teamülleri ve gelenekleri çerçevesinde görüştüğü, değerlendirdiği ve heyet olarak karara vardığı görülmektedir. Tek tek kişilerin kendi yorumları çerçevesinde vardıkları sonuçların umumu temsil eden kişilerin/heyetlerin aldıkları kararlara aykırılık teşkil ettiğini değerlendirerek her defasında sonuçlanmak üzere olan bir seçim sürecini durdurması, iptal ettirmesi hukukunun koruduğu bir menfaat olarak görülemez. Ortada işlemeyen, yanlış, hukuka aykırı bir durum varsa somut deliler ve olaylar ile ortaya konulması gerekmektedir.

- 2019 tarihli İstanbul Ermeni Patrikliği Seçim Talimatnamesi öncesinde, İstanbul Ermeni Patrikliği seçimini düzenleyen yürürlükte herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Bu talimatnamenin kapsam başlıklı 2.maddesinde ifade edildiği üzere bir defaya mahsus ve geleceğe ait hiçbir hukuki hüküm ifade etmemek kayıt ve şartıyla uygulanmaktadır. Daha önce 1961, 1990, 1998 yıllarında yapılan Patrik seçimleri de bir defaya mahsus ve geleceğe ait hiçbir hukuki hüküm ifade etmemek kayıt ve şartıyla uygulanmıştır. 1961, 1990, 1998 ve 2019 yıllarında düzenlenen talimatnameler genel itibariyle aynı hükümleri içermektedir. Ancak her biri kendi içinde birbirlerinden bağımsız düzenleyici işlemlerdir ve birbirleri üzerinde bağlayıcılıkları yoktur. 2019 yılı Ermeni Patrik Seçimi Talimatnamesinin 25.maddesinin (c) bendinde yer alan “İstanbul Ermeni Patrikhanesine mahsus episkoposlar sınıfına dahil olma” şartının diğer talimatnamelerde bulunmadığı, buna da müteşebbis heyetin itiraz etmediği dolayısıyla görevini yapmadığı iddiasıyla müteşebbis heyetin feshinin istenmesinin hukuksal herhangi bir gerekçesi olmadığı gibi söz konusu talep somut gerçeklikle de bağdaşmamaktadır.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan ve resen tespit edilecek sair nedenlerle, davacının;

1- Patrik seçiminin tedbiren durdurulması isteminin REDDİNE,

2- Valiliğimize karşı, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ikame ettiği davanın REDDİNE,

3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline yönelik kararlarınız takdirlerinize sunulur. 29/11/2019

Davalı İçişleri Bakanlığı İstanbul Valiliği Vekili
Av. Ahmet ÖZTEN

 

Չորեքշաբթի, Դեկտեմբեր 4, 2019