PATRİĞİN ORTAKÖY VAKFINA İLGİSİ

Cemaatimizde bu günlerde en hummalı tartışmalar şüphesiz Ortaköy Kilisesi Vakfı seçimleri üstüne yürütülmektedir. Bazı çevrelerin ısrarlı bir biçimde benim bu seçimlerde taraf olduğum propagandasını yapması ve beni hiç olmadığım yerlerde gösterme gayretleri, böyle bir yazıyı kaleme almaya beni sevk etti. Anlaşılmayı kolaylaştırmak açısından kendimle söyleşi üslubuyla düşüncelerimi paylaşmayı tercih ediyorum.

1. Siz Ortaköy Vakfını 800 kişilik listeyle seçime teşebbüs ettiklerinde en sert eleştirenlerden biri oldunuz. Şimdi onların yanında görünüyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi?

Ortaköy Vakfı seçim için ilk başvuran vakıf oldu. Yönetmeliğin 10. maddesine göre uygun, 12. maddesine göre yanlış bir uygulama olacaktı. Eğer Ortaköy Vakfı’nın başvurduğu biçimde seçime gidilseydi cemaatte tam bir kaos ve felaket yaşayacaktık. Neyse ki bizim ve diğer cemaatlerden pek çok kişinin şikayetiyle bu sorun çözümlendi. Vilayette ve sayın İçişleri Bakanı’nın başkanlığında gerçekleştirilen toplantılarda görüldü ki bu seçim modeli, yani vakıf listeleriyle seçime girmek ve o bölgede yaşayanların isimlerini gidip o listeye ekletme şartı Vakıflar Müdürlükleri’nin kararıymış. Öyle ki sayın bakanın önünde bile hararetle bu yöntemin doğru olduğunu savunmaktaydılar. Ortaköy Vakfını bu şekilde yönlendirenlerin Vakıflar Müdürlüğü olduğu apaçık ortadaydı. Ancak Ortaköy Vakfı’nın da bundan yarar sağlamaya çalıştığı ve inatla son ana kadar bunu savunduğuna ben şahsen tanığım.

2. Öyleyse Ortaköy seçimlerinde eski yönetime destek olmak için niçin kendi adamlarınızı beyaz listeye koydurttunuz?

Ben hiç kimseyi, hiçbir listeye koydurtmadım ne de Ortaköy yönetimiyle herhangi bir pazarlığa oturdum. Süreçleri iyi takip etmeyenler ve olayları tarihsel bağlamından koparanların çığırtkanlığından başka bir şey değil bu çamur atmalar. Süreç şöyle ilerledi:

Seçim yönetmeliğine göre aday olma tarihinin sonlanmasına birkaç gün kalmıştı ve ortada ikinci bir aday listesi gözükmüyordu. Tek listeyle seçime gidileceği neredeyse kesin gibiydi. Bu arada sayın Garo Vram Babayan bana, kendisi ve başka isimlerin yönetim tarafından aday listesine katılım daveti aldıklarını bildirdi ve fikrimi sordu. Ona eğer bu yeni katılanlar yeni bir açılım getirebileceklerse, vakfın gelirlerini yeni bir paradigmayla halkımız yararına kullanabilecek ve yönetime yeni bir ruh katacaklarsa girmeye değer olduğunu söyledim. Gerçekten de tek liste seçime gidilecekse yönetime taze kan verilmeliydi ve bu yeni katılanlar cemaatimizde saygınlığı olan ve benim de iyi tanıdığım kişilerdi. Samatya’nın ve Feriköy’ün sponsorluğunu üstlenmeyi kabul eden yönetim için de o vakıflardan birer ortak üye alınmasını da önerdim. Benim açımdan bu hiç yoktan iyi bir alternatifti o gün itibariyle. Buraya kadar Patriğin yanlışı neredeymiş? İkinci bir liste vardı da benim mi haberim yoktu?

3. Peki sizin taraf olduğunuz yaygarası nereden çıkıyor?

Jamanak Gazetesi’nin konuyla ilgili attığı manşetteki tabirle, “cemaatimizin ağır topları” son anda ağır uykularından uyanıverdiler ve Ortaköy yönetimine karşı bir ekip çıkmadığını, aday olma tarihinin bitimine iki gün kala ancak fark ettiler. Çünkü Ortaköy’de karşı ekipler uzaylılar tarafından oluşturulmalıydı ve maalesef uzaylılar bu konuyu savsakladıkları için iş son kertede bunlara kalmıştı. Onlar da muhteşem örgütleme kabiliyetleriyle alel acele bir ekip kurdular ve başvuru tarihi geçtikten beş gün sonra ancak yeni bir liste çıkardılar. Burada hepimiz Ortaköy Seçim Heyetine müteşekkir olmalıyız. Hukuksal bir risk üstlenerek bu ikinci mavi listeyi seçime dahil ettiler. İyi de ettiler. Tebriklerimi sunuyorum. Sorun bundan sonra başladı. Artık sayın İskender Şahingöz’ün başkanlığında yenilenen rakip ekip bizim “ağır toplara” kolay yutulur bir lokma gibi gözükmüyordu. Çevresi her ne pahasına olursa olsun boşaltılmalıydı. Acımasız bir seçim savaşı başlamıştı ve İskender’in başı mutlaka alınmalıydı. Böylece kendimizi birdenbire bir amiralar(!) savaşının ortasında buluverdik. Tarih tekerrür ediyor. Elbette amiralar savaşı çıkar da Patriği bu işin içine dahil etmezlerse gelenek bozulacağı için benim üstümden de bir oyun kurgulamaya kalkışıyorlar. İskender’in ekibinin yenilenmesine ve güçlenmesine tahammülleri yok. Yeni katılımları benim adamım olarak gördüklerinden hem onlara hem şahsıma saldırarak ve bu yolda maalesef hiçbir iftiradan geri durmayarak bir yerlere varmaya çalışıyorlar. İyi niyetli olsalardı Patriklerine çamur atmadan önce en azından bir telefon edip sorularını bana yöneltir, yanıtlarını alırlardı. Ama kavgalarla beslenen bu kardeşlerimiz maalesef çıkarlarını ortalığı yangın yerine çevirmekte görüyorlar. Belli ki cemaatimizin bazı “ağır abileri” işi ağırdan almalarının, gecikmelerinin ve hantallıklarının ceremesini Patriğe ödetmeye yeltenmekteler. Bu seçimlerin amiraların bir vekalet savaşına döndürülmesi en büyük kaybımız olur. Oysa bu seçim vaatler ve taahhütler üstünden yürütülmeli. Aday ekipler plan ve programlarıyla öne çıkmalı ve kendilerini halka öyle tanıtmalılar.

4. Bu seçimlerde bir Patrik olarak sınırlarınızı aştığınız ve aşırı müdahil olduğunuz iddiasına ne dersiniz?

Çok komik derim. Rahmetli Mesrop Badriark’ın 2008’deki hastalığından bu yana 14 yıl geçti. Dolayısıyla patriklerin vakıf seçimlerine nasıl müdahil olduğunu pek çok kişi hatırlamayabilir. Bu konuda beni eleştirenler hatırlamak istemeseler de hafızası güçlü olan eski yöneticiler patriklerin nasıl harıl, harıl yönetici aradığını, bazılarını ikna etmek için ne çabalar sarfettiğini, cemaatin içinde yeni değerleri keşfedip yönetimlere girmelerini nasıl teşvik ettiğini hatırlayacaklardır. Ben de bundan fazla bir şey yapmıyorum. Ancak Patriği kendilerine rakip ve tehdit gören bazı çevreler kendi şahsi kavgalarına beni alet edemedikleri için hayıflanmaktalar. Bu seçimler cemaatimizin geleceği için hayati bir önem taşımaktadır. Ortaköy seçimlerinden benim ve halkımızın beklentileri çok büyük. Ben aday listelerle yüz yüze görüştüm. İçim umutla doldu. Her iki listede de tanıdığım dostlarım ve yol arkadaşlarım var. Hangi ekip kazanırsa kazansın, bu seçimlerin asıl kazananı cemaatimiz olacak. Bu gönül rahatlığıyla seçimlerde tarafsız olduğumu bir kez daha tekrarlıyor, barış içinde bir seçim temennisiyle ekiplere başarılar diliyorum.

Dualarımla

SAHAK II
TÜRKİYE ERMENİLERİ PATRİĞİ

04.09.2022

Չորեքշաբթի, Հոկտեմբեր 5, 2022