ԱՀԱԶԱՆԳԱՅԻՆ ՎԻՃԱԿ

Պատրիարքական Աթոռի Եկեղեցականաց համագումարը հինգշաբթի առաւօտ տեղի պիտի ունենայ տեղապահի ընտրութեան համար։ Սա իսկապէս պատասխանատու պահ մըն է, որու ընդառաջ դժբախտաբար ահազանգային վիճակ մը ստեղծուած է մեր հոգեւորականաց դասու շրջանակներէն ներս։ Համայնքային կեանքէն ներս շրջանառութեան մէջ մտած են բազում ցաւալի լսումներ, ըստ որոնց տեղապահի ընտրութեան  ընդառաջ ճնշումներ կը բանեցուին հոգեւորականաց դասու անդամներուն վրայ։ Այս պահուն չենք ուզեր խորանալ, թէ ո՛ր թեկնածուին ի նպաստ, ո՛ր անձերուն կողմէ կը բանեցուին այդ ճնշումները ուղղակի կամ ընկերային մետիայի միջոցաւ։ Յամենայնդէպս, այս բոլորին ազդեցութեամբ հոգեւոր հայրերու կողմէ ալ կը բարձրանան պոռթկումի ձայներ։ Այս իրավիճակին մէջ ընկերային ցանցերու վրայ վերջերս յայտարարութիւնով մը հանդէս եկած է Կրօնական ժողովի փոխ-ատենապետ Տ. Եղիշէ Վրդ. Ուչքունեան։ Ստորեւ կը ներկայացնենք իր յայտարարութեան թրքերէն բնագիրը։

Çünkü hasta ruhlardan korkuları ve dengesizlikleri uzaklaştırdıklarını iddia edenler, gülünç bir dehşete kapılıp hastalandılar.

(Bilgelik, 17:8)

Uzunca bir zamandır yüreğim burkularak, büyük bir üzüntü içerisinde Patriklik seçimi nedeniyle ortada cirit atmaya başlayan, sayıları giderek de artan bir takım "Zat-ı muhterem"lerin yazılarını esefle okuyorum-okuyoruz.

Bu "Zat-ı muhteremler" hastalıklı fikirlerini, düşüncelerini ve küfürlerini engel tanımaksızın her yerde, her mekanda, otobüste, trende, yürürken ya da sosyal medyada, ortaya çıkardıkları oluşumlarda fütursuzca, kendilerini ahlaki herhangi bir norma bağlamadan ederken, bir de alay edercesine biz din adamlarını hedef alıp ya da gösterip; "Şimdi bunlar (bunlar derken yebisgobos, vartabed, kahana ayırt etmeksizin din adamlarını kast ediyorlar) bir de bize dürüstlük ve ahlaklı olmayı mı va(ğ)az edecekler"

Diyorlar.

Dahası bu yöndeki görüşlerini yazarken bile -meshedilerek kahana olmuş insanları- hiçbir şekilde saymadıklarını, dahası tanımadıklarını, kahanalık ve kilise hakkında bir bilgilerinin olmadığını olmasına da pek özenli olmadıklarını göstermiş de oluyorlar.

Ben bu tür insanlara bu yönde çalışan bir hanımın soyadından yola çıkarak KAPI MANDALI diyeceğim. Bu iki kelime asla küfür değildir, hele hakaret hiç değildir.

Sevgili ''Kapı mandalları'', biz din adamlarının öncelikli, ya da daha başka bir cümle ile asli görevleri insanlara Diri Olan Tanrı'yı tanıtmak, insanları Tanrı'ya yöneltmek, Tanrı'yı tanımalarını, anlamalarını ve sevmelerini sağlamaya çalışmaktır.

Ermenice deyişle Hovvutyun (Çobanlık) budur.

Bizler ahlak öğretmenleri değiliz!

Biz herkese doğruluğu, adil olmayı ve sevmeyi öneren, insanları bunlara yöneltmeye gayret gösteren görevlileriz.

Buradan da açık ve nettir ki, hiç kimseye zorla ve dayatma ile bir şey yaptırmayız yaptıramayız.

Ahlak ise, biraz derinine düşündüğümüzde aslında güç kullanılması gereken bir alan olduğunu da görürüz.

Ahlak denilince akla sadece bir yönde kullanılan bir kelime gelmez.

Ahlak kelimesinin birçok yönü vardır.

Örneğin toplum ahlakı, iş ahlakı, işyeri ahlakı, kanunu yürütme ahlakı, davranış ahlakı, konuşma ahlakı vs. vs.

Bu yüzden bizler va(ğ)azımızda ahlak yerine Tanrı'dan, sevgisinden, merhametinden, bağışlayıcılığından, O'nun yol göstericiliğinden, isteklerinden, emirlerinden konuşuruz.

Ha! Tabii unutmadan, siz Tanrı tanımazsınız, dolayısı ile bütün bunlar size anlamsızdır. Yürüttüğünüz mantığa göre, Tanrı yoksa, diğer şeyler de yoktur.

Siz ve sizin gibi insanların en büyük yanılgıları buradadır. Tanrı ile hiç ilgilenmediğinize göre, kilise denilen kurum, oluşum da anlamsızdır, bu yüzden kilise ile hiçbir ilginiz yoktur. Velev ki kapı mandallarından biri 60 yıl kilisenin içinde olup da görev yapsa dahi kilise ile organik hiçbir bağı olmamıştır, ona buna küfür eder durur.

Bu gerçeği açığa çıkardıktan sonra benim size sorum: Neden Patriklik seçimi işine bu kadar girdiniz?

Maksadınız nedir?

Sakın biz halkız bizim de hakkımızdır demeyesiniz! Benim halkım kilisesini sever, ilgi gösterir, ziyaret eder, müşareket halindedir. Benim halkım din adamına küfretmez, aksine sayar, saygı gösterir.

Ama sizler kendi sözlerinizle kendinizi ve kiliseye karşı ne durumda olduğunuzu ortaya koyuyor, bu yönde saygısızca ve alay ederek kullandığınız sözler ve cümleler ile bu halkı zehirliyor, bölüyor ve kendi kiliselerine karşı düşmanlaştırıyorsunuz.

Bizi aptal ve şerefsizlikle yaftalayıp bir de akıl vermeye kalkıyorsunuz!

Neymiş efendim?

Eğer biz karakterli kişiler iseymişiz ....... adayına oy verirmişiz!

Efendiler, sayın kapı mandalları! Bizim alanımıza böylece girip bizi aptal yerine koyamazsınız!

Bizim seçim hakkımıza ve seçimimize karışamazsınız!

Hem din adamları her daim Badriarkaran ile olacaktır.

Siz, halk ve önde gelenler seçimlere gireceksiniz, seçeceksiniz ve çekileceksiniz.

Bu durumu göz önünde bulundurarak konuşun ve yazın.

*

Bu yazı, anlaşılacağı gibi sosyal paylaşım ortamlarında ahlaka mugayir, alaycı ve hakaretamiz yazan bir kaç insanadır.

Sevgi ve saygılarımla

Երեքշաբթի, Յուլիս 2, 2019