ԱՅԼԱՆԴԱԿՈՒԹԻՒՆ

Սուրբ Փրկիչ Ազգային հիւանդանոցի հոգաբարձութեան ատենապետ Պետրոս Շիրինօղլու վերջերս հրապարակաւ կը թիրախաւորէ Տ. Արամ Արք. Աթէշեանը։ Վերջին շաբաթներուն նորին սրբազնութիւնը ընկերային ցանցերու վրայ երկու անգամ հանդէս եկաւ յայտարարութիւններով։ Երէկ յետմիջօրէին Տ. Արամ Արք. Աթէշեանի կողմէ նոր յայտարարութիւն մըն ալ կատարուեցաւ Պետրոս Շիրինօղլուի դէմ։

Համացանցային կայքէջի մը վրայ անցեալ շաբթուան մէջ Թուրքիոյ Հայոց Պատրիարք Ամեն. Տ. Սահակ Ս. Արք. Մաշալեանի եւ Պետրոս Շիրինօղլուի դէմ անհաւատալի պնդումներով գրութիւն մը հրապարակուած է։ Թրքահայ վաքըֆներու միութեան (ԹՎՄ-ERVAB) վարչայիններու առցանց հարթակին վրայ Պետրոս Շիրինօղլու պնդած է, որ այդ հրապարակումի ետին կանգնած է Տ. Արամ Արք. Աթէշեան։ Բացի այդ պնդումէն, Շիրինօղլու քաղաքավարական սահմաններէն բաւական դուրս յորդելով լուտանքներ տեղացուցած է նորին սրբազնութեան վրայ։

Երէկ, Տ. Արամ Արք. Աթէշեան ընկերային ցանցերու առընթեր համայնքային մամուլին ալ փոխանցած է իր պատասխանը, որուն կցուած է նաեւ Շիրինօղլուի գրառումներու պատճէնները։ Ստորեւ կը հրատարակենք Տ. Արամ Արք. Աթէշեանի յայտարարութիւնը։

Մեր համայնքին տեսակէտէ իսկապէս շատ ցաւալի եւ ամօթալի վիճակ մըն է, երբ բարձրաստիճան հոգեւորականի մը հասցէին նման ոճով արտայայտութիւններ կը կատարուին՝ վարչային հարթակի մը վրայ, որու տեսականօրէն նպատակն է խրախուսել մեր հաւաքական կեանքէն ներս ներդաշնակութիւնը, համագործակցութիւնն ու համերաշխութեան ոգին։

SAYIN BEDROS ŞİRİNOĞLU’NA DEVAMEN İLETİYORUZ

Bu üçüncü kez oluyor. Bizim açımızdan çok sıkıcı da olsa, toplumumuza yönelik manipülasyonlarınızı önleyebilmek adına kamuoyu önünde sizi bazı konularda yine uyarmak zorunda kalıyoruz. İnsan bir an mahsus yaptığınız, hatta haz duyduğunuz duygusuna dahi kapılabiliyor, ama tabii cemaatin önündeki sorumluluğumuz bizi konuları hafife almaktan geri koyuyor.

Bir internet portalında son günlerde Kadasetli Patrik Hazretleri ve sizin hakkınızda çeşitli iddialar içeren üzücü bir yazı yayımlandı. İnanılması gerçekten güç benzer iddialarla cemaatimizin geniş toplumun gündemine gelmesi hepimizin ortak sorunudur. Ancak siz bu üzücü yazının tarafımızdan yazdırıldığı varsayımına kapılmışsınız ve tamamen hayal ürünü bir çıkış noktasıyla şahsıma karşı yeni bir tepki ve tehdit dalgası tetikleme çabasındasınız.

Ah Bedros Bey, bu hallere mi düşecektiniz? Sizin için ne kadar üzüldüğümüzü inanın tahmin edemezsiniz. Şimdi tekrar, daha önce yaptığımız gibi, kolay anlayabilmeniz için maddeler halinde size yönelik uyarılarımıza ve öğütlerimize devam edelim.

1- Bir ruhani olarak İncil’e el basabiliriz ki internet portalındaki yazılanlarla doğrudan ya da dolaylı bir ilgimiz, yayına herhangi bir etkimiz söz konusu değildir. Kaldı ki yazanı da tanımamaktayız. Oysa siz bu yazının yazılması için rüşvet verdiğimizi dahi iddia etmişsiniz. Bize yönelttiğiniz bu asılsız suçlamayla adeta yaşam felsefenizi itiraf etmişsiniz. Başkalarının insan satın aldığını var saymanız, karşınızdakilere beslediğiniz duyguların dışa vurumu olmasın sakın. Bir de patrik seçimi sonuçlarını hazmedemediğimizi sakız çiğner gibi ağzınıza dolanmışsınız. Biz ruhaniyiz ve Kutsal Ruh’un çizdiği yolda, hangi konumda olursa olsun Kilise’nin hizmetinde olmaktan çok huzurluyuz. Biz yaşamı sizin kriterlerinizle değerlendiremeyiz. Geçelim...

Bu yazı bağlamında sizi hiçbir şekilde ikna etme niyetinde değiliz. Nedeni çok basit, tepkiniz samimi değil. Çünkü bizler öncelikle böylesi bir yazıda Saygıdeğer Patrik Hazretleri’nin ismi geçtiği için öfkeye kapılmışken, siz kendi derdinizdesiniz. Kendi garabetinize yanıyorsunuz ve ruhani önderimizin saygınlığı umurunuzda değil. Gem vuramadığınız yüksek egonuzu tatmin etmek için bizi düşman bellemiş durumdasınız. Kafanızı kuma gömmüş, çoktan geride kalan patrik seçiminin denklemleriyle bir taraftan öfke rüzgarları estiriyor, bir taraftan da toplum önünde sözüm ona itibarınızı kurtarmaya çalışıyorsunuz. Öylesine bir açmazdasınız ki bize sizin için dua etmekten ve sizi, gözlerinizi körelten öfkenizle baş başa bırakmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor.

2- Yukarıdaki mesnetsiz iddialarınızı ERVAB’ın WhatsApp grubuna da taşımışsınız. Son dönemde edinmiş olduğunuz kötü alışkanlıkla, yer almadığımız o mecrada bize yine küfretmişsiniz. Trajikomik olan ise bunları büyük üzüntüyle bizimle paylaşan ve gerçekten yazılarınızdan rahatsız olan yöneticileri teskin etme işinin yine bize düşüyor olması. Öncelikle şunu iyi bilin ki bizim ruhani olarak onurumuz üzerimizdeki kisveye sergilediğimiz sadakatle doğru orantılıdır ve çaresizlik içerisinde sövmeye meyledenlere aynı düzeyde tepki gösterecek kadar ucuz değildir. Ancak kahve dedikodusu olabilecek bize yönelik iddialarınıza karşılık tek bir sözümüz olabilir: Hodri meydan! Elinizden geleni esirgemeyiniz.

Sorumlusu olduğunuz toplumsal sorunlar krize dönüşmüşken öfke nöbetleri geçirmeniz tabii ki gayet normal. Ancak gittikçe artan bir dozda köpürerek bu toplumun kangrenleşmiş sorunlarını çözebileceğinizi mi sanmaktasınız? Yaprak dökümüne tanık olduğumuz ERVAB’ın WhatsApp grubunda başkan sıfatıyla yer almaktasınız. O platformu fiilen öfke nöbetlerinizi dindirmek ve bozuk ağzınızdan dökülen incileri savurmak için kullandığınız artık aşikar. Çalışma arkadaşlarının önünde hayasızca küfreden bir başkanın saygınlığı olabilir mi? Önlerinde sürekli ağız bozduğunuz, vakıf yöneticilerimiz olan çalışma arkadaşlarınıza saygı duyduğunuza kim inanır? Böyle bir ortamda uyum olabilir mi? Bu ayıp tanımayan fütursuzluklarınızla toplumumuza hizmet üretme çabasında olduğunuzu kime inandırabilirsiniz? Dışarıdan bakan bir göz sizi sadece, iktidarını yitirmenin eşiğinde, paniğe kapılmış bir yönetici olarak görebilir. Çanlar kimin için çalıyor Bedros Bey!

3- WhatsApp grubunda yazdıklarınızdan anlaşılıyor ki edebiyata olan merakınız çerçevesinde özellikle güldüren öykülere yoğun ilgi göstermişsinizdir. Edebiyatın bu dalı, hayvanlar üzerinden yaşama dair gerçekten çok bilgelikler yansıtır. Ancak yazdıklarınızdan dikkatimizi çeken bir diğer husus özellikle hayvanların uzuvlarına odaklanmış olmanız. Buradan bilinç altınıza dair ne gibi çıkarımlar yapabileceğinizi tam olarak kavrayamamakla birlikte, edebiyatta hayvanlara yüklenen temsili karakterlerin anlamını kavrama açısından çok özgün yaklaşımlarınız olduğu apaçık ortada. Burada yine oldukça problematik bir güç algınız olduğunu görüyoruz. Muhtemelen WhatsApp grubundaki bazı çalışma arkadaşlarınız, üslubunuza vakıf olmaları hasebiyle sizi daha iyi anlayabiliyorlardır. Ancak biz ruhaniler asıl gücün, yenilmez gücün Allah’tan geldiğine inanırız. Yaradanın gücü o kadar büyük ve tartışmasızdır ki, kavrayabilmeniz için örneklendirmeye ihtiyaç duymayacağınızı umuyoruz.

4- Bedros Bey, en büyük endişelerimizden bir tanesi bu kapılmış olduğunuz şiddetli öfkenin sağlığınıza zarar verme ihtimali. Gerçekten kendinize yazık ediyorsunuz. Belli ki çok yorulmuş ve yıpranmışsınız. Bu seviyedeki öfke insanı paralize eder. Bu şekilde nasıl hizmet şevkinizi koruyabilirsiniz? Mevcut durumda toplumunuzu kutuplaştırmakta ve gerginlikten beslenme arayışındasınız. Size gönlünde yer açmış olan insanlarımız bunları hak ediyor mu? Size güvenen çalışma arkadaşlarınızı bu şekilde nasıl motive edebilirsiniz? Bu cemaatin bir numaralı sivil yöneticisi olarak, toplum önündeki bu talihsiz gidişatınızla Patrik Hazretleri’nin yürüttüğü çalışmalara nasıl katkı sağlayabilirsiniz? Kaldı ki duyumlarımıza göre görevinde henüz ilk yılını dahi tamamlamamış olan Sayın Patriğimizden de şikayetçi olduğunuzu ve gerektiğinde onu indireceğinizi dillendirmeye başlamışsınız. Size kim hesap soracak? Neredeyse yirmi yıldır yönetici konumundasınız, sizi eleştirenlere yönelik hoşgörünüzün ne kadar sınırlı olduğu bilinirken, altı aydır zorluklar ortamında görev yapan Patrik Hazretleri’ne ve bize dil uzatmaya başlamanızı hangi vicdana sığdırabilirsiniz. Kavga ve atışmalardan bunalan toplumumuzun artık huzur istediğini göremeyecek noktaya mı geldiniz?

Zorlamayın fazla, böyle giderse yavaş yavaş insanlar bu topluma artık yarardan çok zarar getirdiğiniz izlenimine kapılabilir. Neden insanlarımız onca vefa duygusundan sonra toplumumuza artık yük olmaya başladığınızı düşünsünler? Kendinizi buna mı layık görmektesiniz?

5- Size haddinizi bilin demek istemiyoruz, çünkü rencide olmanızı hiç istemeyiz. Ama hiç olmazsa kendinizi bilin. Torunlarınızın vaftizini yapmış bir srpazana dediklerinize bakınız. Toplumumuzun size olan takdir ve vefa duyguları gelecekte torunlarınıza bırakacağınız en büyük miras olması gerekmez mi? Sizin saygınlığınızın onlara yol göstermesi gerekmez mi? Torunlarınız bir gün eskaza vaftizlerini yapan bir srpazana dedelerinin alenen hakaret etmekten mahsur görmediğini duyarsa, onlara bu çelişkiyi nasıl açıklayacaksınız? Örnek bir dede gibi davranmış olduğunuzu açık alınla savunabilecek misiniz?

Sözün kısası Bedros Bey, kendinizi biliniz ve de artık daha geç olmadan lütfen kendiniz ve toplumun huzuru için toparlanınız ve eski sevilen parerar Bedros olun.

Dualarımızla,

BAŞEPİSKOPOS ARAM ATEŞYAN 

Երկուշաբթի, Յուլիս 6, 2020