YEŞİLKÖY KİLİSESİ VAKFI’NDAN JAMANAK’A ÖNEMLİ(!) BİLGİLENDİRME

Yeşilköy Surp Istepanos Ermeni Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu tarafından geçtiğimiz gün gazetemize bir telefon geldi. Bizimle konuşan, İstanbul’daki Ermeni kiliselerinde görevli diğer meslektaşlarına kıyasla Ermenice’ye daha hakim olan kurumun sekreteri Vrej Nersesyan’dı. Genelde aramızdaki konuşmaların çok sıcak geçtiği, çalışma ortamındaki temasın gerektirdiği özeni dikkatle gözeten bu görevlinin sesinde bu kez sıra dışı bir tereddüt ve tedirginlik vardı. Sonuçta yönetim kurulunun almış olduğu bir karar hakkında vakıf adına şifahi bilgilendirmede bulunmak istediğini söyleyerek, aşağıda mealen aktardıklarımızı paylaştı:

Yeşilköy Ermeni Kilisesi Yönetim Kurulu önümüzdeki Meryem Ana Yortusu’nda, yani üzüm bayramında gazetelere herhangi bir ilan vermeme kararı almış, bu durumu hem gazetemize tebliğ etmek hem de kendilerinden bağımsız bir şekilde ilan yayımlanmaması için uyarıda bulunmak istemiş.

Vrej Nersesyan’a gazetemizin kendi başına buyruk, herhangi bir talep olmaksızın, hiçbir kurum adına ilan yayımlama içtihatı olmadığını belirttiğimizde, durumu iyi bildiğini ancak yönetim kurulunun bu bilgilendirmenin yapılmasını istediği için yine de aramak durumunda kaldığını söyledi. Doğrusu konuşmanın sonunda yönetim kurulunun, bu çalışanından kendisini denize atmasını istememesi dileğimizi zikretmeden edemedik.

Kararın sadece bizim gazetemiz için mi alındığını, yoksa başka yayınları da mı kapsadığını bilemiyoruz. Nersesyan’a belli ki işin bu boyutuna değinmemesi söylenmiş. Neyse, önemli de değil zaten. Önemli olan buradaki yönetsel mantık ve toplu aklın tezahürü.

Bu bilgilendirme inceliği için Yeşilköy Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu’na teşekkür ederiz. Bu iş birliği ruhu gazetemizi gerçekten güçlendirmekte. Belli ki okurlarımızı bu yaz sıcağında Yeşilköy Kilisesi’ne mahkûm kalmaktan esirgemek istemişler. Onlara ayrıcalık tanımışlar. Eksik olmasınlar, var olsunlar aziz yöneticiler.

Malum, insana fazla yüz verilince şımarır, talepkarlaşır. Acaba benzer bilgilendirmeleri vakıf taşınmazları bağlamındaki uzatmalı ve çetrefil dosyalar için de bekleme hakkımız doğabilir mi? Neyse abartmayalım. Ellerini verdiler diye kollarını kaptırmasınlar. Toplumun çıkarları bir taraftan basına ilan vermemeyi diğer taraftan da hassas konularda basına bilgi karartması uygulamayı gerektiriyor. Bu vakıf da yıllardan beri artık kendi kendisine yeteceğini, hatta topluma destek olacağını söylüyor. Mülkiyet hakkı sorunları çözülen bir taşınmazında okul binası yapacağını, hatta aynı komplekse Surp Haç Lisesi’nin, yani Tıbrevank’ın taşınacağı da konuşuluyor. Ama el insaf tabii, bunlarla ilgili de basını bilgilendirecek değiller ya. Biz de haddimizi pek aşıyoruz.

Yeşilköy Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu’nun basına karşı sergilediği özen, kurumsal iletişim bağlamındaki hassasiyet gerçekten insanı duygulandırıyor. Şapkamızı çıkartıyoruz, güçlü bir alkışı fazlasıyla hak ediyorlar.

Tüm bunları belirtmemizin asıl nedenlerinden bir tanesi de, Yeşilköy’ün bu yaratıcı tutumunun bir örnek teşkil etmesini önlemek. Yöneticilerin böylesi tersine örnekleri hemen içselleştirdiğini söylememize gerek var mı? Zira basına ilan vermeme kararı alan tüm vakıfların bilgilendirmesi için telefon konuşması yapacak olursak hatlarımız kilitlenebilir, çalışmamız paralize olabilir.

Patrik Maşalyan geçtiğimiz 1 Nisan’da basının cemaatimizin onuru olduğunu söylemişti ya, belli ki bazıları şaka olduğunu anlamayıp paniğe kapılıyorlar. Sonuçta bu vakıf yöneticilerinin onuru da basınla ölçülecek kadar ucuz değil ya… Bu toplumun kaynaklarını yönetenlerle basın aynı kefeye konulabilir mi canım? Bu maksadını aşan, rencide edici kıyaslama için çok çok özür dileriz.

Yeşilköy Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu’na da defaaten teşekkürlerimizi ve en içten dileklerimizi sunarız.

Ara KOÇUNYAN

Ուրբաթ, Յուլիս 26, 2024