MUHTEREM DİN GÖREVLİSİ KARDEŞLERİME VE DEĞERLİ HALKIMIZA DUYURU

Tanrı’nın izniyle ilk görev olarak, 15 Mart 2017 tarihinde İstanbul’da ya­pılan Değabah seçiminde lehime oy veren ve vermeyen tüm din görevlisi kar­deşlerime şükranlarımı sunmak isterim. Uzun zamandır beklenen Patrik seçiminin ilk adımı olan ve bir hazırlık mahiyetini taşıyan Değabah seçi­min­de onurla ve makamlarına yaraşır bir sorumlulukla davranmışlardır.

Sonuçlanan Değabah seçiminin hem kilisemiz hizmetinde bulunanlarca hem de halkımız tarafından olumlu karşılandığını biliyorum. Çünkü De­ğa­bah seçimi, uzun süredir boş bulunan Türkiye Ermenileri Patrikliği seçimi­nin yolunu açan bir ilk adımdır.

Ne var ki, gayet saygıya layık bir vakarla yürütülen Değabah seçimi sü­reci, seçimden hemen sonra tebliğ edilen ve Patrikhanemiz yönetimince be­nimsendiği görülen Valilik yazısıyla gölgelenmiştir.

Eçmiadzin’de varılan mutabakat çerçevesinde Değabah seçimini takiben gö­revinden istifa etmesi gereken Patrik Vekili kardeşimin, üzülerek söy­lemeliyim ki, koltuğunu bırakmama direnci, bu süreci akamete uğratmak he­defini gütmüştür. Şu ana kadar bu hedefe ulaşmış görünüyor.

Şah­sen ben ve hiç kuşkum yoktur ki oylamaya katılan din görevlisi kar­deş­lerim, Valilikten gönderilen o yazıdan seçim öncesi haberdar olsa idik, hiç kuşkusuz, saygı duyduğumuz devletimizin bir kararına katılmasak da uy­mayı ödev sayar ve ona göre davranabilirdik.

Hatırlatmak isterim ki, Türkiye Ermeni Patrikliği makamının boş olduğu, do­layısıyla yeni patrik seçiminin yapılması 26 Ekim 2016’da kararlaş­tı­rıl­mış­tır.

Yine, Türkiye Cumhuriyeti devletimizin tavsiyeleri ve Eçmiadzinde alınan ka­rar doğrultusunda patrik seçiminin, Değabah seçiminden sonra 6 ay i­çin­de yapılması karar altına alınmıştı. Süreç bu minvalde ilerleyerek sıra pat­rik seçimi için usullere uygun olarak müteşebbis heyet oluşturulmasına gel­meliydi, gelecekti.

Hepinizin bildiği gibi, kilisemizin teamüllerine göre, yapılan seçim so­nuç­larının en yüksek ruhani makam olan Eçmiadzindeki Gatoğigos Hazret­le­ri’ne bir yazıyla bildirilmesi ve muhterem Gatoğigosumuz’un takdislerini a­lması gerekir. O nedenle seçim divanını oluşturan kardeşlerimiz yazıyı ha­zırlamışlar ve Eçmiadzine takdim için Patrik Genel Vekili’ne sunmuş­lar­dır. Ne yazık ki, bu gelenek de Patrik Sayın Genel Vekili’nin engeline takıl­mış, aynı yazı benim ısrarımla ancak 2 gün sonra Eçmiadzine gönderile­bil­miştir.

Gazetelerimizde detaylarını ve gerekçelerini görmüş olabileceğiniz gibi, be­nim halihazırda görev yerim olan Almanya’ya kısa süreliğine dönmem bir zaruretti. O nedenle, Değabah işlerini takiple Sayın Sahak Sırpazan’ı ta­yin ettim. Peşinden, derhal İstanbul’a dönmem için yoğun talepler olma­sına rağmen, üstlendiğim görevi layıkıyla ifa edebilmem için gerekli a­şama­lardan biri olan Sayın Gatoğigos Hazretleri’nin onayını ve kutsa­masını halen almış değilim. Muhterem Gatoğigos Hazretleri’nin hangi ge­rekçelerle henüz bu adımı atmadığını bilecek durumda ve bu konuda yo­rum yapacak konumda değilim. İfade etmeliyim ki, benim din ahlakı ve ki­lise etiği anlayışım, din kardeşlerime, kilise mensuplarına ve dini ma­kamlara saygıyı gerektirir.

Bir önemli konu da şudur:

İstanbul Valiliği’nden gelen ve Patrikhaneye o gün saat 13.47’de ulaşan ya­zı ile Ateşyan Sırpazan’ın genel vekil kalmaktaki ısrarı, olası yeni çatışma ve çelişkilere yol açabilecektir. Bu kaygımı güçlendiren, Ateşyan Sırpa­za­n’ın mevcut konumunu muhafaza için devlet müdahalesini müspet kar­şı­la­dığı görüntüsüdür. Bu tablo, bana, yeni olumsuzluklara yer vermemeyi, ye­ni olumsuzluklardan kaçınmayı telkin etmektedir. Daima barış ve uz­laş­ma yanlısı olmak mizacımın bir parçasıdır. Dolayısıyla, İstanbul’a dönerek hiç benimsemediğim ve onaylamadığım bir kargaşa içine sokulmak beni de­rinden düşündürmektedir.

Benim Değabahlık görevime seçilmem, öyle inanıyorum ki, yeni sorunlar ya­ratmak için değil, tam tersine, uzun süredir mevcut olan alacakaranlık ku­şağının sona ermesi, toplumumuzun huzur ve güven içinde yeni pat­ri­ği­ni seçmesi içindi. Ben de aynen bu nedenle o onurlu göreve talip oldum. Do­layısıyla, benden yeni kaos ve kargaşaya yol açmam beklenemez ve bek­lenmemelidir.

Daha şimdiden Değabahlık yemini gibi mevcut olmayan kuralları öne sü­ren veya Eçmiadzin’deki mutabakatın tarafımdan ihlal edilmiş olduğu gi­bi tümüyle asılsız açıklamalara itibar edilmemelidir.

Özet olarak:

Vehapar, bilmediğimiz ve anlamakta zorluk çektiğimiz bir nedenle, he­men yapması gereken, Değabah’ı iyi dileklerle kutsamayı erteliyorsa; İs­tan­bul Vilayet’inden gelen, hukukçuların yasal dayanağı olmadığını belirtti­ği, makamda vekil olarak oturan Arkepiskopos Aram Ateşyan’ın ise o yazı­yı mesnet sayarak makamı işgalini sürdürdüğü bir ortamda, benim, seçil­miş Değabah olarak, Patrik seçimine giden yolda irade ile yürüyebilmem i­çin, arkamda yalnız seçilmiş olmanın ve hukukun değil, halkın, halk tem­sil­ci ve önderlerinin önşartsız desteğini bulmam, görmem gerekir. 34 oy ile seçime katılan ruhanilerimizin oylarına sahip çıkmalarını, bir Değabah’ı se­çim sürecinde tek yetkili olarak seçtiklerini, bu sürecin önüne dikilen en­gellerin ahlaki olmadığını, aksine, kilise geleneklerimize ve andımıza ay­kırı bir tutum olduğunu alenen açıklayarak, Cemaatin on yıla yakın içine düş­tüğü durumdan çıkartılmasında bana, seçilmiş Değabahlarına sahip çık­maları, destek olmaları gerekir.

Gelişen bu durum karşısında en doğru yol, başta Aram Ateşyan Sırpa­zan’ın görevinin bittiğini kabul ederek çözümün önünü açması, Va­kıf­la­rı­mız, basınımız, toplum önderlerimiz hep birlikte ortak ve hayırlı bir sonuca u­laş­mak için elbirliğiyle çalışmamızdır. Bunun haricindeki durumlar barışçı bir sonuca ulaşmamıza yardımcı olmayacak ve benim görevimi layıkıyla ifa etmeme meydan vermeyecektir.

Bu sözlerim hiç kimsede hayal kırıklığı yaratmamalı, aksine, sorunların ba­rış içinde çözümü için asgari şartların ifadesi olarak algılanmalıdır.

Herkesi en iyi dileklerimle selamlarım.

Tanrı hepimizin yardımcısı olsun.

KAREKİN BAŞEPİSKOPOS BEKÇİYAN
85. Patrik Seçimi Değabahı

Köln, 30 Mart 2017

Ուրբաթ, Մարտ 31, 2017