Տ. ԱՐԱՄ ԱՐՔԵՊՍԿ. ԱԹԷՇԵԱՆԻ ՅԱՅՏԱՐԱՐՈՒԹԻՒՆԸ

Պատրիարքական ընդհանուր փոխանորդ Տ. Արամ Արք. Աթէշեան ընկերային ցանցերու վրայ հանդէս եկաւ յայտարարութիւնով մը, որու խորագիրն է՝ Episkopos Sahak Maşalyan’ın Talihsiz Açıklaması Ve Tenezzül Eşiği։ Ստորեւ կը ներկայացնենք նորին սրբազնութեան յայտարարութեան թրքերէն բնագիրը։

Patrik seçimi sürecinde, kaymakam seçiminin resmi mercilerin talebiyle, zorunlu olarak bir hafta ertelenmesi cemaatimizde yeni bir çalkantıya sebep vermiş bulunmaktadır. Toplumumuzun artık zaman yitirmeye sabrının kalmamış olması mevcut gerginliği doğuran en önemli etkendir. Bu ortamda Makamımız’da görev yapan iki episkoposun rolü ve ahengi büyük önem taşımaktadır. Ancak ne yazık ki, tüm gayretlerimize ve toplumumuzun sağduyulu kesimlerinin teşviklerine karşın bu dayanışmayı yaratmak mümkün olmuyor. İki episkoposdan birinin işbirliği halinde olmak bir yana, kırıcılıktan uzak duramaması, hasmane duygularına gem vuramaması bizi derinden üzüyor. Episkopos Sahak Maşalyan’a olan bu sitemimizi cemaatimiz önünde çok üzülerek iletiyoruz. Asla bir ruhani birader gibi davranamıyor. Olumlu tüm beklentilerimiz, kendi saldırgan ve suçlayıcı tavırları nedeniyle, hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor. Kaymakam seçiminin zarureten ertelendiği mevcut çalkantılı ortamda dün sosyal medyada yayımladıkları talihsiz açıklama, bizi sessizliğimizi bozmaya zorluyor. Amacımız bir polemik yaratmak değil, ancak bu aşamada toplumumuzun gerçekleri bilmesinde yarar var. Dolayısıyla Episkopos Sahak Maşalyan’ın açıklamasına ve mes-netsiz suçlamalarına cevaben aşağıdaki hususları kamu oyunun dikkatlerine arz etmeyi kaçınılmaz addediyorum. Şöyle ki:

1- Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu Patrikhanemizi ziyaret ettiklerinde, kaymakam seçiminin 23 Haziran’dan sonra yapılabileceğini ifade etmişlerdi. Dolayısıyla tekrar izin istemek gibi bir durum söz konusu olamazdı. Yine bundan dolayı Ruhani Meclisimiz’in oturumunda bu konu gündeme gelmedi. Sayın Bakanımız ile konuşulmuş olan doğrultuda, patrik kaymakamı seçiminin 27 Haziran’da yapılması kararlaştırıldı. Buna rağmen 20 Haziran’da İstanbul Valiliği şahsımızla temasa geçerek, seçimin ne zaman yapılacağına dair resmi bir yazının beklendiği belirtildi. Yanıtımızda, istenilen yazının aynı gün iletileceğini ifade ettik ve hemen gerekeni hazırladık. Kaymakam seçiminin 27 Haziran’da yapılacağını bildirdik. Bu bendenizin tartışmasız görevidir ve iki imza gerektirmez. Patrikhanemiz’den talep edilen benzer bir mektubun hazırlanıp gönderilmesi konusunda hiç kimseye karşı bir yükümlülüğümüz söz konusu değildi ve olamazdı. Konunun arka planı ve mektubun mahiyeti ilave bir istişare mekanizması işletilmesini gerektirmemekteydi.

Gönderdiğimiz yazı "Kilise teamüllerimize göre skandal" olarak nitelendirilmiş. Yetkilerimi suistimal ettiğim iddia ediliyor. Ne o? Yakın geçmişteki, toplumsal yaşantımızı çıkmaza sürükleyen maceralara ve demagojilere geri mi dönüyoruz? Yine mi devlet bürokrasisiyle koordinasyonu ve Kilise teammüllerini çeliştirme gayretindeyiz? Valilik bir bilgi yazısı istediğinde onu hazırlamak bendenizin misyonunun bir parçasıdır, yönetsel yükümlülüklerim arasındadır. Benzer bir resmi yazının gönderilmiş olmasından ötürü bana saldırmak asla iyi niyetle bağdaşamaz.

2- Patrikhanemiz'e gelen herhangi bir resmi yazı sorumlu kişiye tebliğ edilir. Son tebligat da dolayısıyla şahsımıza yapılmış durumdadır. Mektubun üzerinde gizli olduğuna dair bir ibare vardı. Cemaatimizin ali menfaatleri, böyle durumlarda o ibarenin ve ondan kaynaklanan tüm hususların harfiyen uygulanmasını gerektirmektedir. Sorumluluk bunu gerektirmektedir. Bu yönetsel mantık içerisinde son derece doğal ve anlaşılabilir bir durumdur. Episkopos Maşalyan'ın böylesi durumlarda züccaciye dükanına girmiş fil misali davranması bendenizde gerçekten şaşkınlık yaratmaktadır.

3- İstanbul Valiliği’nden gelen yazının 25 Haziran’da ulaştığı doğrudur. Ancak bir saat zarfında o yazı geri çekildi ve o mektubun Patrikhanemiz’e hiç ulaşmamış addedilmesi istendi. Dolayısıyla, Ruhani Meclisimiz’in Sayın Başkanı dahil, yine hiç kimseyle paylaşım zarureti doğuran bir durum söz konusu değildi ve olamazdı. Aksi durumda bir suç bile hasıl olabilirdi. Düşünün ki, o mektubun kopyasını bile alınmasına izin verilmedi.

4- 25 Haziran’da gelen mektup bağlamında bendenizin Ankara ile bir görüşmesi olmamıştır. Valiliğin gerçekleştirdiği bir temasın söz konusu olduğunu sonradan öğrendik. Bizim nazarımızda, gelen mektup geri alınmış olduğuna göre, o an itibarıyla kaymakam seçiminin önünde bir engel yoktu ve Ruhani Meclisimiz’in kararlaştırdığı gibi, 27 Haziran’da yapılacak demekti. Biz de ruhanilerimize gereken bildirimde bulunduk..

5- 26 Haziran günü, saat 15:47’de, İstanbul Valiliği’nden iki sayın yetkili tarafından Patrikhanemiz’e tekrar resmi bir mektup getirildi. Bu yazıda yine seçimin 4 Temmuz’da yapılması talep ediliyordu. Yetkili kişileri uğurlamamızın sonrasında Episkopos Sahak Maşalyan çalışma odamıza geldi. O esnada İçişleri Bakanlığımız ile telefonla temas halindeydik. Kendileri konuşmama tanık oldu, ifadelerimi dinledi. Bu konuşmamızda kaymakam seçiminin 27 Haziran’da yapılabilmesi için son şansımızı zorluyorduk, ancak ne yazık ki, yanıt olumlu olmadı.

6- Episkopos Sahak Maşalyan resmi yazıyı okuduktan sonra, birlikte basına bildirmek için kısa bir metin kaleme aldık ve durumu cemaatimize ivedilikle duyurduk.

7- Şimdi Episkopos Sahak Maşalyan sütten çıkmış ak kaşık gibi davranma gayretinde. Bu zaruri durumdan bir buhran yaratarak, kendi lehine propaganda ortamı yaratıyor. Eski dönemin dar kalıplarından, birleştiricilikten uzak sloganlarından medet umuyor.

Beni suçlayacak, itibarsızlaştıracak bir şeyleri mumla arıyor. Maksat birbirimize karşı kılıçları kuşanmaksa, biz de eski dosyaları açabiliriz? Ama neden? Tüm bunlar yeni bir patrik seçmemizi kolaylaştırabilir mi?

8- Sonuç olarak açıkça söyleyelim: Mevcut nahoş durumun müsebbibi Episkopos Sahak Maşalyandır. Seçimin ilk adımlarının atılacağı Ruhani Meclisimiz’in toplantıları döneminde sürekli manipülasyonlar peşinde koşmuş ve yapay gündem yaratmışlardır. Toplantılarımızda yaklaşımları geçersiz, fikirleri uygulanabilirlikten uzak bulununca da, başkanı bulundukları Ruhani Meclisimiz’i kamuoyuna şikayet etmektedirler. Bu nasıl bir ciddiyet, nasıl bir sorumluluk anlayışıdır?

9- Ruhanilerimizin bu tip çekişmelerden ve nüfuz mücadelelerinden uzak tutulması bendeniz için hayati önem arz etmektedir. Onların hiçbir polemiğe, huzursuzluğa alet etmesine rıza göstermemiz söz konusu olamaz. Bizim önceliğimiz önümüzdeki kaymakam seçimi öncesi onların serbest iradesinin tecellisini güvence altına almaktır. Ruhani biraderlerimizin görev aşkı toplumumuzun malumudur. Hizmetlerini özveriyle yürütürken, bizler önlerinde neden çelişkiler yaratalım? Onların aklı da var, vicdanı da... Onlar yaşadıklarımızı gözlemleyebilecek ve yorumlayabilecek olgunluk düzeyindedir. Onların ortak aklına güvenelim ve onları hedef haline gelmekten esirgeyelim.

10- Episkopos Maşalyan devletten gelen erteleme talebi ortamında bendenize karşı karalama kampanyası yaratma yönünde anlamsız bir arayış içerisindedir. Bu kendisinin tenezzül eşiğinin de bir göstergesidir. Kendisinin patrik kaymakamı olarak toplumumuzda nasıl bir ortam hasıl edebileceğinin takdirini yine ruhanilerimize ve cemaatimize bırakmaktayız.

Buradan kendilerine son çağrımızı yapıyoruz. El ele verip bu gemiyi birlikte, dayanışma ve huzur içerisinde limana ulaştıracağız, ruhanilerimizi ve cemaatimizi de huzura kavuşturacağız. Aksini konuşmak biz İncil'in sevgisinin vaizlerine yakışır mı? Karar kendilerinindir.

Sahi, hani hiç bir sırpazanımızı kaybetmeden yeni bir patrik kazanacaktık…

Allah yardımcımız olsun.

Ուրբաթ, Յունիս 28, 2019