NİZÂMNÂME-İ MİLLET-İ ERMENİYÂN: BİR RAPOR VE OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E GEÇİŞE DAİR BAZI İPUÇLARI…

Ծ. ԽՄԲ.- Թուր­քիոյ ոչ-իս­լամ փոք­րա­մաս­նա­կան հա­մայնք­նե­րու ներ­կա­յաց­ման եւ ա­նոնց հո­գե­ւոր կեդ­րոն­նե­րու պաշ­տօ­նա­կան կար­գա­վի­ճա­կի խնդիր­նե­րը վեր­ջին շրջան­նե­րուն վերս­տին ա­ռաջ­նա­հեր­թօ­րէն կը զբա­ղեց­նեն օ­րա­կար­գը։ Հար­ցը այժ­մէա­կան դար­ձած է, ինչ որ տրա­մա­բա­նա­կան շա­րու­նա­կու­թիւ­նը կը հա­մա­րուի փոք­րա­մաս­նու­թիւն­նե­րու հա­մար կա­տա­րուած բա­րե­փո­խում­նե­րուն։ Ար­դէն կան լսում­ներ, հա­ղոր­դում­ներ, թէ փոք­րա­մաս­նու­թիւն­նե­րու հա­մար մաս­նա­ւոր օ­րէն­քի մը պատ­րաս­տու­թիւննե­րը ըն­թաց­քի մէջ են։ Մեր հա­մայն­քին տե­սա­կէ­տէ այս բո­լո­րը լուրջ կա­րե­ւո­րու­թիւն կը ներ­կա­յաց­նէ՝ Պատ­րիար­քա­կան Ա­թո­ռի գոր­ծու­նէու­թեան առ­ջեւ նոր հո­րի­զո­նի մը ու­րուագծ­ման եւ զու­գա­հե­ռա­բար՝ աշ­խար­հա­կան­նե­րու ընդ­հան­րա­կան լիա­զօ­րու­թիւն­նե­րով դրու­թեան մը հաս­տատ­ման հե­ռանկա­րին ա­ռու­մով։ 
Այ­սօր կը սկսինք հրա­տա­րա­կել եր­կօ­րեայ յօ­դուա­ծա­շարք մը, ո­րու հե­ղի­նակն է ԺԱ­ՄԱ­ՆԱԿ-ի խմբագ­րա­կազ­մէն պատ­մա­բան Տքթ. Այ­լին Գօ­չու­նեան։ Հա­շուի առ­նե­լով, որ հա­մա­պա­տաս­խան մտա­յին վար­ժանք­նե­րը, քննար­կում­նե­րը առ­հա­սա­րակ թրքե­րէ­նով կը կա­տա­րուին բնականա-բար։ Ու­սում­նա­սի­րա­կան այս յօ­դուա­ծա­շարքն ալ գրի առ­նուած է թրքե­րէ­նով։ Մեր մօ­տե­ցու­մը այն է, որ սա կրնայ ըլ­լալ նպաստ մը՝ հան­րու­թեան միտ­քը պատ­րաս­տե­լու ուղ­ղեալ ներ­կայ ո­րո­նում­նե­րուն։ 

Türkiye’de azınlıkların tüzel kişilik ve temsil sorunları ve bu sorunların aşılması için düşünülen model ve arayışlar, son dönemde, sıkça gündeme gelmektedir. Gayrimüslimlerin Osmanlı’nın hukuki çoğulculuk bağlamında sahip oldukları cemaat yönetimi modelleri, bugünkü arayışlarla bire bir örtüşmese de, tarihsel bir deneyim ve arka plan olarak bu gündemde yerini almaktadır. Bugün olduğu gibi, bu tarihsel arka planda da, arayışlar hukuk ve meşruiyet kavramları üzerinde odaklanıyordu.

1856’da ilan edilen Islahat Fermanı hükümlerince, her cemaatin sahip olduğu imtiyâzat ve muafiyetleri zamanın gerekleri ışığında ve kendi içinden oluşturulacak bir komisyon aracılığıyla gözden geçirmesi Bâb-ı Âli tarafından talep ediliyordu. Bu taleplerin bir sonucu olarak, Rum Milleti 1862’de, Ermeni Milleti 1863’te ve Musevi Milleti ise 1865’te, Bâb-ı Âli’nin de onayıyla, cemaat idarelerini düzenleyen nizamnameler ilan ettiler. Bu yazıyla esas olarak sorgulamak istediğim husus, Osmanlıca düsturda “Ermeni Patrikliği Nizâmâtı”, Ermenice metinde «Ազգային Սահմանադրութիւն Հայոց» yani Ermeni Milleti Anayasası ve Ermenice harfli Osmanlıca versiyonda “Nizâmnâme-i Millet-i Ermeniyân” olarak geçen bu düzenlemenin ne tür değişimlerden geçerek Osmanlı’dan Cumhuriyet’in ilk yıllarına intikal ettiği konusudur. Araştırmalarım sırasında elime geçen bir rapor, bu konudaki tüm sorularımızı yanıtlamasa da, bu geçiş süreci ile ilgili bazı ipuçları sunmaktadır. Bu yazıda, bu raporun ana hatlarını aktarmaya çalışacağım.

Millet-i Ermeniyân Nizamnamesi hakkında herkesçe bilinen ayrıntılı bir araştırma sunan tarihçi Arşak Alboyacıyan, bu metni kaleme alanların Avrupa’daki anayasal hareketlerin seçim sistemlerinden etkilendiklerini ancak nizamnamede yer alan diğer ilkelerin 1860 yılına kadar kazanılmış haklara, yazıya geçirilmemiş eski kurallara ve Ermeni Kilisesi’nin tarihsel süreçte geçirdiği değişimlere dayandığı fikrini öne sürer ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi bünyesinde kurulan bazı idari birimlerin nizamname öncesinde varlığına işaret ederek bu görüşünü destekler. Alboyacıyan’ın bu tespitinin kısmen yerinde olduğunu; daha doğrusu patrikhanenin Islahat Fermanı’ndan daha önce yavaş yavaş kurumsallaştığını söyleyebiliriz. Ancak yine de bu kurumsallaşmayı tamamen Batı etkisinden soyutlamak pek de olanaklı değildir. Bu kurumsallaşma aşamalarından belki de en önemlisi, patrikhane nezdinde oluşan Cismani/Ruhani Meclis ayrımı ve bunun dayanağı olan 1847 tarihli fermandır.1  Ancak belki de 1863’teki Millet-i Ermeniyân Nizamnamesi’ndeki oluşumun aksine, eksik olan husus, bu fermanda iki meclisin yetki alanlarının kesin çizgilerle çizilememiş olmasıdır. Zaten bu husus, nizamnamenin maddelerini ortaklaşa gözden geçiren muhtelit komisyon ile millet tarafından intihap olunan komisyonun Bâb-ı Âli’ye sundukları mazbatada da dile getirilmiştir.2  Aynı mazbata, nizamnameden önce mevcut bulunan patrikhane nezdindeki Umumi Meclis’in de nizam ve meşruiyete uygun şekilde oluşturulacağını duyuruyordu.3 Burada nizamdan kast edilen husus, eskisinden farkla, Umumi Meclis’in oluşumunda meşru bir seçim tüzüğünün belirleyici olmasıdır.

1863 tarihli nizamname güçler ayrılığı ilkesine dayanıyor ve cemaat erkini patriklik makamı, Umumi Meclis, Ruhani ve Cismani Meclis, Cismani Meclis altında işleyen 7 alt komisyon (Maarif Komisyonu, Tesisat Komisyonu, Muhakeme Komisyonu, Manastırlar Komisyonu, Muhasebe İdaresi Komisyonu, Vasiyet İdaresi Komisyonu, Hastane İdaresi Komisyonu), kilise cemiyetleri («թաղական խորհուրդ») ve marhasalıklar («առաջնորդարան») arasında paylaştırıyordu.4 14 ruhaniden oluşan Ruhani Meclis ve 20 sivilden oluşan Cismani Meclis üyelerini Umumi Meclis seçiyordu. İstanbul Ermeni Patriği, nizamnamede zikredilen bütün millet meclislerinin ve yürütme erkinin riyasetini elinde bulunduruyor ve özel koşullarda devletin emirlerinin icra edilmesi için aracı bir rol üstleniyordu. Bu özel koşulların ne oldukları nizamnamede zikredilmemekle birlikte, bu maddeyle, nizamname öncesi dönemde olduğu gibi, İstanbul Ermeni Patriği’nden devletle cemaat arasındaki aracılık görevini sürdürmesi bekleniyordu. Patrik seçme yetkisi Umumi Meclis’te bulunmakla birlikte, Ruhani ve Cismani Meclisler adaylar üzerinde görüş bildirme hakkını ellerinde tutar. Diğer bir deyişle, patrik seçimindeki ilk belirleyici süreci onlar başlatır. Ruhani Meclis, patrik kaymakamının hazırladığı ve Osmanlı topraklarında bulunan bütün piskoposların isimlerini ihtiva eden liste üzerinden, dini açıdan patrik olmalarında herhangi bir engel bulunmayanların isimlerini gizli oyla belirler ve her birine isabet eden reylerin çokluk sırasına göre yeni bir aday listesi hazırlar. Ardından patrik kaymakamı, bu listeyi, Cismani Meclis’e sunar. Mezkûr Meclis, isimleri siyasi uygunluk açısından inceler ve aralarından oy çokluğuyla 5 aday seçer ve ilgili listeyi Umumi Meclis’e sunar. Ancak Ruhani Meclis’in hazırlamış olduğu ilk liste de, aynı zamanda, Umumi Meclis’te asılı kalır. Böylelikle Umumi Meclis, hem Cismani hem de Ruhani Meclis’in mütâlaalarını dikkate alarak gizli oy ve mutlak çoğunlukla patrik seçer. Umumi Meclis üyeleri, Cismani Meclis’in sunmuş olduğu listede yer alan isimler dışında bir adayı da patrik seçebilir; ancak bu aday Ruhani Meclis’in önerdiği isimler arasında yer almalıdır. Bu madde, her ne kadar Ruhani Meclis’in mütâlaalarının patrik seçiminde tamamen saf dışı bırakılmasını engellemeye yönelik olsa da, bu süreçte Cismani Meclis’in belirleyici bir ağırlığı olduğu göz ardı edilemez.

Bu hiyerarşik yapılanmada, Cismani Mec-lis, cemaat yönetimine yönelik diğer alanlarda da kilit bir rol oynar. İstanbul Ermeni Patriği, kendi makamına tevdi edilen tüm işleri uzmanlık alanlarına göre ilgili meclislerin incelemesine sunar. Söz konusu meclisin onay mührü ve imzası olmadıkça, patriğin takrir ve diğer başka tasarrufları geçerli sayılamaz. Bu hüküm, din dışındaki bütün konularda alınacak kararlarda Cismani Meclis’in önemli bir karar mekanizması olacağı anlamına gelmektedir. 1863’teki Millet-i Ermeniyân Nizamnamesi’ni kaleme alanlardan biri olan Krikor Odyan, Cismani Meclis’in seçim şeklinin ve üye sayısının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine yönelik tartışmaların yükseldiği 1872’deki Umumi Meclis oturumlarından birinde yaptığı konuşmada, karşıt görüşler olmasına karşın, Cismani Meclis’in yürütme erkini temsil ettiğine, bu meclisin üstünde patriklik makamı olsa da, nizamname hükümleri uyarınca, patriğin tek başına hareket edemeyeceğine vurgu yapar. Olağanüstü koşullar vuku bulduğunda, İstanbul Ermeni Patriği Cismani Meclis’in toplanmasını beklemeden hareket etme hakkına sahip olsa da, Odyan patriklik makamının bu tür tasarrufları müteakip toplantıda Cismani Meclis’in onayına sunmakla yükümlü olduğunu da anımsatır.5

Nizamname, eğitim, iktisat, hukuk işleri ile manastırları gözetleme yetkisini Cismani Meclis altında işleyen 4 altı komisyona devrediyor; sağlık, vasiyet ve muhasebe işlerinin yönetimi için de 3 idare komisyonu öngörüyordu. Böylelikle Maarif Komisyonu, cemaatin eğitim sürecini, kurumlar, eğitimciler, okutulacak kitaplar ve uygulanacak reformlar bağlamında denetliyordu. Okullardaki din eğitimi, Ruhani Meclis’in sorumluluk alanını oluşturuyordu. İstanbul’da bulunan bütün cemaat kurumlarının ve mallarının kanunlar çerçevesinde yönetilmesini sağlamak, hem İstanbul’da hem de taşrada bulunan gayrimenkullere ait tapu suretlerini patrikhane divanında muhafaza etmek gibi görevleri Tesisat Komisyonu yerine getiriyordu. Nizamname, kiliselerde mütevelli dönemini kaldırmış olduğundan, cemaat gayrimenkullerinin alım-satım işleri Tesisat Komisyonu’nun bilgisi, Cismani Meclis’in rızası ve patriğin mührü olmadan gerçekleşemezdi. Aynı şekilde, nizamname, İstanbul ve çevresinde, cemaate ait bina yapımı veya restorasyonu için, Tesisat Komisyonu’nun bilgisi ve Cismani Meclis’in rızasını gerekli kılıyordu. Bunların yanı sıra Tesisat Komisyonu, Muhasebe İdaresi Komisyonu aracılığıyla cemaate ait gelir ve giderleri takip ederek bir bilanço hazırlamak ve Cismani Meclis’e sunmakla sorumluydu. Hukukçu, ruhani ve sivil üyelerden oluşan Muhakeme Komisyonu, aile hukuku ile Bâb-ı Âli’den patrikhaneye tevdi edilen davalara bakmakla yükümlüydü. Osmanlı topraklarında bulunan manastırlar, Ermeni cemaatinin ortak mülkiyeti sayıldığından, manastırların gelir ve giderlerini denetleme yetkisi de cemaat idaresine bağlanmış ve bu yetki Manastırlar Komisyonuna verilmişti. Denetimin yanı sıra, yönetim yetkileriyle donatılmış Muhasebe İdaresi Komisyonu, millet sandığının idaresi ve muhasebesini tutmak; Vasiyet İdaresi Komisyonu, cemaate vaki olan vasiyetleri kanunlar ve muvassinin arzusu çerçevesinde hayata geçirmek; Hastane İdaresi Komisyonu ise, Surp Pırgiç Ermeni Hastahanesi’nin işleyişini düzenlemek ve ona ait mal ve gelirleri yönetmekle görevliydi. Bütün bunlardan bir sentez yapacak olursak, Cismani Meclis, cemaatin eğitim, iktisat, sağlık, hukuk ve benzeri alanlardaki faaliyetlerini uzmanlaşmış komisyonlar ve kadrolar aracılığıyla yürüten ve bu alanlarda politika ve reform üreten ve kurumların belli bir refah perspektifi içinde işlemesini sağlayan bir merci olarak tasarlanmıştı.

1863 tarihli Millet-i Ermeniyân Nizamnamesi, tarihsel süreç içinde belli kesintilerle uygulanmıştır. Nizamname 1916 yılında kaldırılmış ve yerine Ermeni Katoğigosluk ve Patriklik Nizamnamesi yürürlüğe konulmuştur. 1918 yılında bu nizamname kaldırılarak, 1863 metni kanunla tekrar yürürlüğe konulmuştur. 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması genel olarak Osmanlı döneminde yürürlükte olan cemaat nizamnamelerinin kaldırıldığına dair herhangi bir madde içermez. 1929 yılında yayımlanan ve Patrikhane Umumi Meclisi’ne sunulan bir rapor, Cismani Meclis’in 25 Aralık 1922 tarihinden 17 Mart 1926 tarihine kadar nasıl oluştuğu ve nasıl çalıştığı konusunda bize bazı ipuçları vermektedir.6 1863 Millet-i Ermeniyân Nizamnamesi uyarınca, patriklik makamı boşaldığında, Ruhani ve Cismani Meclis toplanarak patrik kaymakamını seçerler. Bu teamüle uygun olarak, raporda da belirtildiği üzere, Patrik Başpiskopos Zaven Der Yeğyayan’ın istifa edip ülkeden ayrılması nedeniyle, 1922 yılında patriklik makamı boş kaldığından, 20 Aralıkta karma meclis («խառն ժողով») toplanmış ve Başpiskopos Arslanyan’ı patrik kaymakamı seçmiştir. Nizamname hükümleri uyarınca, Cismani Meclis’in Umumi Meclis tarafından seçilmesi gerekiyordu. Gerek Cismani Meclis’in raporundan gerekse onu izleyen bir teftiş komisyonu raporundan, ülkenin imparatorluktan Cumhuriyet’e bir geçiş dönemi yaşaması nedeniyle bu teamüllerin tam olarak uygulanamadığını anlıyoruz. Umumi Meclis tarafından Mosdiçyan Efendi’ye Cismani Meclis üyelerini belirleme yetkisi verildiğini, oluşturduğu Cismani Meclis’in Umumi Meclis tarafından onaylanma aşamasına gelindiğinde ülkedeki geçiş dönemi nedeniyle Genel Meclis’in toplanamadığını ve dolayısıyla Mosdiçyan Efendi’nin meclis oluşumuyla ilgili onay alamadığını her iki raporun satır aralarından anlıyoruz. 25 Aralık 1922’de patrik kaymakamı riyasetinde ve Harutyun Efendi Mosdiçyan başkanlığında ilk oturumunu düzenleyen Cismani Meclis, şu üyelerden oluşuyordu: Dr. Andre Vahram (sekreter), Arşak Esayan, Püzant Keçyan, Levon Topalyan, Hayk Andonyan, Berç Keresteciyan, Bedros Horasancıyan, Aram Karagözyan, Sarkis Karagözyan, Istepan Arabyan, Istepan Gurdikyan, Kerope Damatyan ve Dr. K. Fındıklıyan. Bu isimlerden Püzant Keçyan, Arşak Esayan, Aram Karagözyan ve Sarkis Karagözyan hemen istifa ettiklerinden, Başkan Mosdiçyan Efendi, Ocak 1923 başında, kendisine verilen yetkiye dayanarak, Simon Melkonyan ve Khaçik Kevorkyan’ı üye atamıştır. Normal koşullarda, Millet-i Ermeniyân Nizamnamesi’nin 40. maddesi uyarınca, istifa eden üyelerin yerine yenilerini seçme yetkisi Umumi Meclis’e verilmiştir. Ancak elimizdeki rapordan bu yetkinin Cismani Meclis başkanına verildiğini ve onun da bu yetkiye dayanarak istifa eden üyelerin yerine yenilerini atadığını gözlemliyoruz. Daha sonra istifa eden Arabyan, Fındıklıyan, Topalyan, Keresteciyan ve Gurdikyan Efendiler yerine gelen Levon Papazyan, H. Torosyan, Ğ. Bezazyan ve Hovagim Apikyan’ın da yine Ekim 1924’te Başkan Mosdiçyan tarafından atandığını öğreniyoruz. Rapor tüm bu süreçleri aktarırken, Cismani Meclis’in iş başına geldiği dönemin zorluklarına ve Umumi Meclis üyelerinin farklı yerlere dağılmış olduklarına atıfta bulunmuştur. Seçim yerine atama mekanizmasının devreye girmesini bir bakıma dönemin zorlu koşullarına bağlayabiliriz.

Raporun muhteviyatından, söz konusu zaman diliminde, yukarıda daha önce nizamname uyarınca sorumluluklarını ve alt komisyonlarını zikrettiğimiz Cismani Meclis’in kendi alanına giren pek çok konuda icraatta bulunduğunu gözlemliyoruz.

Cismani Meclis’in görev süresince 162 oturum düzenlendiğini belirten rapor, bu icraatları sekiz ana başlık altında toplamıştır: hükümetle ilişkiler, yetim ve göçmenlerle ilgili işler, marhasalıklarla ilgili işler, seçimle ilgili işler, eğitimle ilgili işler, cemaate ait gayrimenkul ve inşaatlarla ilgili işler, miras ve vasiyetle ilgili sorunlar, çeşitli sorunlar.

HÜKÜMETLE İLİŞKİLER

Rapor, hükümetle ilişkiler bölümünde, Başkan Mosdiçyan’ın devreye girmesi ve sürekli başvuruları sayesinde, taşradan İstanbul’a gelen ve yurt dışına çıkma zorunluluğunda bulunan binlerce göçmenin serbest bırakılmasını Cismani Meclis’in önemli icraatları arasında saymaktadır. Cismani Meclis, dini ve resmi bayramlarda hükümet mercilerine kutlama mesajları göndermiş ve olumlu geri dönüşler almıştır. Bunların yanı sıra, Lozan Konferansı’nın ardından Cismani Meclis, ülkeye geri dönüş yolunda, İsmet Paşa’yı, Çatalca’ya kadar, patrik kaymakamı ve meclis başkanı riyasetindeki bir heyetle karşılamış ve kendisini başarılarından dolayı kutlayarak Ermeni cemaatinin sevinç ve ülkeye bağlılık duygularını iletmiştir. Cismani Meclis, göreve başladıktan sonra, Ermeni cemaatinin mülkiyet, okullar ve hayır kurumlarına ilişkin bazı sorunlarının çözümünün acil bir önem arz ettiğini dikkate alarak Gazi Mustafa Kemal’e ve dönemin başbakanına bir bildiri göndermiştir. Aynı şekilde, patrik kaymakamı ve Başkan Mosdiçyan Efendi, dini konular ve kilise sorunlarıyla ilgili olarak hükümete bazı bildiriler iletmişlerdir. Cismani Meclis’in raporunu izleyen teftiş komisyonu raporundan, Mosdiçyan Efendi’nin hükümetle kurduğu ilişkiler neticesinde patrik kaymakamının cemaat kurumları ve haklarının mütevellisi olarak tanındığını okuyoruz.

YETİM VE GÖÇMENLERLE İLGİLİ İŞLER

Yetim ve göçmen sorunları, Cismani Meclis’in düzenlediği oturumlarda önemli bir gündem maddesi olmuştur. Rapordan, cemaat bünyesinde Ermeni yetim ve göçmenlerin sorunlarına eğilen bir alt birimin («Ազգային Խնամատարական Մարմին») o-luşturulduğunu ve bu idari oluşumun yetim ve göçmenlerin sayısı, bulundukları yer, durumları ve benzeri konularda bilgi topladığını öğreniyoruz. Cismani Meclis, taşradan İstanbul’a akın eden göçmen dalgasını, Bulgaristan, Yunanistan ve benzeri yerlerde bulunan binlerce Ermeninin yardım beklentilerini dikkate alarak, İstanbul ve yurt dışındaki hayırsever cemaat mensuplarına çağrıda bulunmuş ve onlardan olumlu geri dönüşler almıştır. Bu bağlamda, Meclis raporu, ismini tam olarak zikretmediği New York’lu bir Ermeni hayırseveri ve Karagözyan ailesininin yardımlarını büyük bir minnetle hatırlamaktadır. Ayrıca Cismani Meclis üyelerinin gönderdikleri genelgelerle, göçmenlere ilişkin maddi yardım teşebbüsleri, İstanbul’daki kilise cemiyetleri düzeyinde de tertiplenmiştir. Başıboş kalmalarının önlenmesi ve kendilerine ilk aşamada ilköğretimin verilmesi amacıyla, göçmen çocukların bulundukları mahallerde okul açma girişimleri olmuştur. Bu girişimler ilk önce Galata ve Kumkapı’da başlamış; bunların olumlu neticeleri görülerek ilgili idari birim («Ազգային Խնա-մատարական Մարմին») tarafından başka mahallerde de okulların açılmasına yönelik genelgeler gönderilmiştir. Diğer yandan, Romanya’daki Ermeni cemaatinden gelen yardım önerisi üzerine, Cismani Meclis, oradan gönderilen delegasyonla 200 yetimin seçimini gerçekleştirmiş ve onları Romanya’da kendilerine tahsis edilen yetimhaneye yerleştirmiştir. Yunanistan ve adalarda bekleyen göçmen ve yetimlerin sayısı görece fazla olduğundan, Cismani Meclis, gerekli incelemelerin yapılması ve idari birimlerin düzenlenmesi amacıyla Bandırma-Balıkesir’deki eski marhasa Piskopos Garabed Mazlımyan’ı («նախկին առաջ-նորդ») Atina’ya göndermiştir. Ayrıca Yunanistan’daki bazı zorlukların aşılması aşamasında, American Relief ve New York’taki Karagözyan ailesinin yardımlarına da başvurulmuş ve Piskopos Mazlımyan’a gerekli danışmanlık hizmetinin verilmesi için avukat Setrak Karyan atanmıştır. Rapor, bu teşebbüsler sürerken, Cismani Meclis ile göçmen ve yetimlerle ilgili cemaat düzeyinde kurulan bazı alt komisyonlar arasında süregelen anlaşmazlıklara ve kaynak yaratma zorluklarına da değinmiş; American Relief ve Lord Mayor’s Fund’dan gelen yardımların sona erecek olması üzerine meclisin bu kuruluşlara tekrar başvuruda bulunarak maddi kaynak aktarımlarının bir süre daha devam etmesini sağladığını aktarmıştır. Bu arada, göçmen çocukların sayısının 700-800 kişi civarında olduğunu satır aralarından okuyoruz. Maarif Vekaleti’nin onlar için açılmış okulların kapatılmasını talep etmesi üzerine, Cismani Meclis, ait oldukları mahallelere göre, bu çocukları cemaat okullarına yerleştirmiştir.

Göçmenlerin taşınma sorunları da belli bir önem arz ettiğinden, patrikhanedeki karma meclis, kilise cemiyetleri temsilcileri ve cemaat mensuplarından oluşan bir komisyon («Գաղթականաց Փոխադրութեան Յանձնաժողով») oluşturulmuş, İstanbul’da çeşitli mahallerde yardıma muhtaç şekilde yaşayan binlerce göçmenin hükümetin de yardımıyla daha elverişli bir ortama yerleştirilmesi ve kendi kendilerine yetebilmeleri sağlanmış ve bu amaçlar doğrultusunda ülke içinden ve dışından maddi kaynak yaratma çabaları sürdürülmüştür. Ancak rapor bu alt birimin fazla uzun ömürlü olamadığını da aktarmıştır. Tıbrotsaser Kadınlar Cemiyeti’nin («Դպրոցասէր Տիկնանց Ընկերութիւն») kendi okullarını Selanik’ten Marsilya’ya taşımaları ve bu cemiyetten gelen yardım önerileri üzerine, American Relief’in yetimhanelerinden geri gönderilecek yetimlerden 200-300 civarında kız çocuk Marsilya’ya yerleştirilmiştir.

MARHASALıKLARLA İLGİLİ İŞLER

Rapora göre, Cismani Meclis, yeniden taşrayla ilişkiler kurmuş ve dağılmış Ermeni nüfusun ruhani liderlere olan ihtiyacını hükümet nezdinde dile getirmiştir. Zaten Sivas, Kayseri, Harput, Arapkir ve diğer bazı vilayetlerde görevlerini icra eden ruhaniler bulunuyordu. Meclis bu şehirlerdeki ve yakın çevresindeki halka maddi yardımlar göndermiştir. Bu bağlamda, Kayseri’de yüzlerce Ermeni çocuğu barındıran karma yetimhaneye yardımlarını esirgememiştir. Bu yardım sürecinde, Kayseri Millet Cemiyeti’nin («Կեսարիոյ Ազգային Միութիւն») ve Kayserili hayırsever cemaat mensuplarının de katkıları büyük olmuştur. Taşradan İstanbul’a sürekli göç dalgaları olduğundan, Cismani Meclis marhasalıklara yazılar göndererek Anadolu’daki Ermeni nüfusu bulundukları yerde kalma-ları konusunda teskin etmeye ve İstanbul’da onları bekleyen zorluklar konusunda bilgilendirmeye çalışmıştır.

SEÇİMLE İLGİLİ İŞLER

Cismani Meclis göreve geldiği günden beri, kendi altında çalışan komisyonları yeniden tesis etmeye çalışmış ve bu bağlamda Eğitim Komisyonu, Tesisat Komisyonu, Manastırlar İdaresi Komisyonu, Hastane İdaresi Komisyonu ve Muhasebe İdaresi Komisyonu’nun yeniden oluşturulmasını sağlayarak bu birimlerin belli bir süre için işlemelerini temin edebilmiştir. Rapor, Surp Pırgiç Hastanesi binasında bazı tamiratlar ve değişiklikler yapıldığına değinmiş; müessesenin mali krizlerden muaf tutulabilmesi için hem yurt içinden hem yurt dışından bazı maddi kaynakların toplandığını kaydetmiştir. Meclis, görev süresince, kilise cemiyetlerinin oluşumunu da hızlandırmış; özellikle Üsküdar, Beşiktaş, Bakırköy, Balat, Hasköy ve Kınalı gibi yerlerde kiliselerde çıkan yönetimsel anlaşmazlıkların çözümüne odaklanmıştır. Eğitim olanakları ve maddi kaynaklar açısından kolaylıklar sağlamak amacıyla, bazı kilise cemiyetlerinin birleştirilmesi hususunun Cismani Meclis’in gündemine gelmiş olmasına rağmen, bu konuda anlaşmazlıklar nedeniyle fazla aşama kaydedilememiştir. Bu bağlamda sadece Surp Khaç ve İcadiye’deki kilise cemiyetleri tek bir yönetim altında birleştirilebilmişlerdir. Rapor, ayrıca cemaate ait gayrimenkullerden olan Tokatlıyan Oteli’nin kira kontratının sona ermiş olmasından dolayı o tarihlerde Fransa’da yaşayan kiracı Mıgırdiç Tokatlıyan ile 1924 yılında yeni bir sözleşme yapma zorunluluğu aşamasında yaşanan zorluk ve anlaşmazlıklara değinmektedir.

EĞİTİMLE İLGİLİ İŞLER

Cismani Meclis göreve başladığında, idareyi uğraştıran hususlardan en önemlisi, cemaat okullarının izin sorunuydu. Bu okullardan çok azının izni bulunuyordu ve izin kağıdı olmayanların kapatılması talimatı verilmişti. Cismani Meclis altında oluşturulan bir birim, bu sorunların aşılması için Maarif Vekaleti ile temaslar başlatmış ve patrik kaymakamının imzaladığı bir dilekçe ile İstanbul Valiliği’ne başvuruda bulunmuştur. Maarif Komisyonu’nun da meseleyi yakından takip etmesi üzerine, cemaat okullarının eğitim süreçlerine devamları konusundaki engeller aşılmaya çalışılmıştır. Ayrıca Cismani Meclis, İsmet Paşa, İstanbul Valiliği ve Maarif Vekaleti’nden Safa Bey’le temaslar kurarak cemaat okullarında Türkçe eğitimi için gönderilecek öğretmen maaşlarının maddi imkansızlıklar nedeniyle devlet tarafından karşılanmasını talep etmiştir. Bunların yanı sıra, rapor, hükümetin gayrimüslim cemaat okullarının tesis ruhsatnamelerini almak ve mesul bir müdür tayin etmek için valiliğe müracaat etmeleri gerektiği konusunda bir bildiri yayımlamasının ardından, Cismani Meclis’in yaptığı çalışmalara değinmektedir. Bu süreçte, en önemli sorun cemaat adına resmi mercilerle kimin temas kuracağı hususu olmuştur. Bu temaslarda, patrik kaymakamının yetkisi tanınmamakta ve Maarif Müdürlüğü’nden gelen bir bildiride patrikhanenin okullardaki idari ve eğitimsel konulara müdahale etmemesi talep edilmektedir. Bunun üzerine Cismani Meclis, kilise cemiyetlerinin temsilcilerini ve Maarif Komisyonu’ndan bazı deneyimli cemaat mensuplarını davet etmiştir. Yapılan istişareler neticesinde, kilise cemiyetlerinin tüzel kişilik sıfatıyla valiliğe müracaat ederek kendilerine ait olan okulların tesis ruhsatnamelerini alabilecekleri fikri ortaya atılmıştır. Maarif Müdürlüğü’nden gelen bir talimat, tesis ruhsatnamelerini alabilmek için kilise cemiyetlerinin mütevelli sıfatıyla birini kurucu tayin etmelerini ve bu kurucunun mesul müdürü atamasını talep ediyordu. Rapor, bu talimat netice-sinde Cismani Meclisin izlediği süreçleri aktarmakta, Yeniköy, Büyükdere, Beykoz, Narlıkapı, Yenikapı ve Boyacıköy’deki okulların öğrenci yetersizliği ve maddi sorunlar nedeniyle kapandığını ancak Maarif Komisyonu’nun yardımlarla bunları yeniden açma teşebbüsünde bulunduğunu aktarmaktadır.

CEMAATE AİT GAYRİMENKUL VE İNŞAATLARLA İLGİLİ İŞLER

Cismani Meclis raporu, cemaate ait gayrimenkullerden çoğunun tashih-i kayıt ve mülkiyet sorunuyla karşı karşıya kaldığına ve taşrada bulunan gayrimenkullerin emval-i metruke sayılarak bunlara el konulduğuna değinmektedir. Meclis, cemaatin kendi mallarına sahip çıkması durumunda kilise ve okul masraflarını ancak karşılayabilecek duruma geleceğini dikkate alarak, mülkiyet sorunlarını aşmak üzere bazı başvurularda bulunmuş ve hukukçulardan oluşan komiteler kurmuştur. Rapor, bu süreci kısaca aktarırken aynı zamanda bazı gayrimenkuller üzerinde yapılan ek inşaatlara ve restorasyon çalışmalarına da değinmektedir. Hasköy’deki Kalfayan Yetimhanesi, Bezciyan Okulu, Balıklı’daki cemaat mezarlığı, Kazlıçeşme'deki yetimhane binası, Feriköy’deki kilise ve okul, bu dönemde üzerinde ekleme veya restorasyon çalışmalarının yapıldığı gayrimenkullerden bazılarıdır.

MİRAS VE VASİYETE DAİR SORUNLAR

Cismani Meclis kendisine iletilen mirasla ilgili konuları kanunlara uygun şekilde çö-zebilmek için bir alt komisyon kurmuştur. Rapor, bu sorunlar arasında, Habeşistan’ın Harar kentinde vefat eden Nigoğos Balbalyan’ın bıraktığı mirastan patrikhaneye düşen payın aktarılması için Cismani Meclis’in teşebbüslerde bulunduğunu aktarmakta; benzer miras ve vasiyet sorunlarına ve çözümlerine kısaca değinmektedir.

ÇEŞİTLİ SORUNLAR

Cismani Meclis üyelerinden B. Horasancıyan, Ğ. Bezazyan, L. Papazyan, Dr. Andre Vahram, H. Torosyan ve Hayk Andonyan’ın imzasını taşıyan bu raporun son kısmı, Tesisat Komisyonu ve Muhasebe İdaresi Komisyonu ile ortaklaşa hazırladıkları patrikhaneye ait bütçe çalışmalarını, mali kaynak yaratma çabalarını ve bu çabaların rakamsal değerlerini ve bazı mülkiyet sorunlarını aktarmaktadır. Raporun son bölümü, Patrikhane Umumi Meclisi’nin toplanmasına engel oluşturan bazı sorunlara ve cemaat mensuplarının İstanbul’dan uzaklaşmaları nedeniyle üye sayısındaki yetersizliklere değinmekte, Cismani Meclis’in patrik kaymakamı ile birlikte Umumi Meclis’in toplanamamasından dolayı hasıl olan boşlukları doldurmaya çalıştığından ve meclis Başkanı Mosdiçyan Efendi’nin Patrikhane Genel Meclisi’nin toplanması için başlattığı bazı gayriresmi başvuru çabalarından da bahsetmektedir.

Kuşkusuz ki Cismani Meclis raporu meclis üyelerinin görevleri süresince yaptıkları icraatları Umumi Meclis’e sunan ve bir bakıma da her icra mercii gibi yaptıklarına meşruiyet kazandırmayı hedefleyen tek taraflı bir metin olarak kurgulanmıştır. İhtiva ettiği beyanatların doğruluğunu başka belgelerle sınamak ilginç bir araştırma konusu olabilir ve hatta Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişle ilgili geniş resmi yeniden daha iyi kurgulamamıza olanak tanır. Nitekim Cismani Meclis raporunu takip eden ve cemaat bünyesinde oluşturulan bir teftiş komisyonunun raporu bu icraatlardan bazılarının Millet-i Ermeniyân Nizamnamesi hükümlerince gayrikanuni olduklarına dair saptamalarda bulunmakta ve Cismani Meclis raporunun ana başlıklarına benzer maddelerle Başkan Mosdiçyan’ın bazı teşebbüslerinin yetersizliğine işaret etmektedir. Örnek vermek gerekirse, ikinci rapor, Mosdiçyan başkanlığındaki yönetimin patrik seçimi konusunu askıda bırakmasını eleştirmiş; marhasalıklarla ilgili teşebbüslerinde eksik noktalar tespit etmiştir. İkinci rapor, kalan Ermeni nüfusun taşrada yaşadığı yerlerde, kilise mallarına ve dua mekanlarına o dönemde hâlâ el konulmuş olmasına dikkat çekmekte; halkın ruhani kadro yetersizliği nedeniyle vaftiz ve cenazeleri ritüeller olmaksızın veya yabancı din adamları yardımıyla yerine getirmek zorunda kaldıklarını aktarmaktadır. Aynı şekilde rapor yönetimin bütçe, Tokatlıyan Oteli ve benzeri pek çok dava ve sorunda Mosdiçyan yönetiminin yaklaşımlarını eleştirmektedir. Her iki rapordaki beyanatların doğruluğunu bir yana bırakırsak, satır aralarından esasen göze çarpan husus, cemaat mensuplarının dile getirdikleri hukuk ve meşruiyet arayışıdır. Bu arayışlarında ve hatta eleştirilerinde dayanak noktası olarak sürekli 1863 nizamnamesini zikretmeleri ve onun ruhuna ve lafzına uygunluğu veya uygunsuzluğu tartışmaları, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte bu nizâmâtın cemaat nezdinde hâlâ meşruiyetini koruduğunun bir göstergesi değil midir?  Bir başka deyişle, nizamnameye yapılan atıflar, hukuki teamüllerin tarihsel süreçte kamu vicdanında yarattığı toplumsal hafızanın bir tezahürü değil midir? Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçerken bu nizamnameler içtihatından geriye kalan miras, belki de azınlıkların hak ve hukukunu bugünkü gereksinimlerle yeniden tasarlarken içinden deneyimler alıp çıkarabileceğimiz bir kaynak olma özelliğini hâlâ korumaktadır.

AYLİN KOÇUNYAN


1-Bkz. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, I.MSM 33/937, 10 Cemazeyilevvel 1263/26 Nisan 1847.

2-Ազգային Սահմանադրութիւն Հայոց (Կ. Պօլիս: Յ. Միւհէնտիսեան, 1863), s. 3-4.

3-Ազգային Սահմանադրութիւն Հայոց, s. 4.

4-Bu idari birimlerin Türkçe karşılıkları, Millet-i Ermeniyân Nizamnamesi’nin Ermenice harfli Osmanlıca metnindeki terminolojiye dayanmaktadır.

5-Միքայէլ Կազմարարեան, Գրիգոր Օտեան Սահմանադրական Խօսքեր ու Ճառեր. Դամբանականներ Մահերու առթիւ Գրուածներ (Կ. Պոլիս: Գատէր 1910), s. 96-98.

6-Համարատուութիւն Նախկին Քաղաքական Ժողովոյ եւ Տեղեկագիր Քննիչ Յանձնաժողովոյ (Սէթեան 1929).

 

Հինգշաբթի, Մայիս 19, 2016